25 Haz 2012
Ajab Prem Ki Ghazab Kahani - Hum Tum
Yine elimde iki filmle geldim. İkisini beraber tanıtmak istedim
çünkü ikisini peşpeşe buldum, peşpeşe izledim. Filmlerin ikisinin de
eğlence dozu aynı ve ikisi de çok keyifli. Bu filmleri izleyeli bi kaç
gün oldu, aklımda kaldıkları kadar yazacağım. Bakalım ne kadar aklımda
kalmış. O zaman çok makaraya sarmadan başlayalım hemen.
Ajab Prem Ki Ghazab Kahani (2010)
Yapım: 2009 - Hindistan
Tür:Komedi Romantik
süre: 150 dakika
Yönetmen: Rajkumar Santoshi
Film gazeteci elemanın, ki kendisi ana karakter değil, ıssız mahalleye ropörtaj için gelişiyle başlıyor. Etrafta kimse yok kimle ropörtaj edecek la bu adam derken olaya mevzuya sürpriz karakter giriyor ve olayları anlatmaya başlıyor.
Filmin buraya kadar olan kısmı zaten filmle çok alakalı bi kısım değil. O yüzden spoiler denemez. Ama sahne enteresan bi sahneydi niye aklımda kaldığını söylemeyeyim de devam edeyim.
Yine bu filmde de en çok dikkatimi çeken Bollywood sinemasında ülke kültürünün fena şekilde işleniyor olması. Nerdeyse her filmde rastladığım dini inanlar meselesi bu filmde de var. Hele elemanın kendi dinine göre günah işlediği için kendi mabedine gidemeyip kilisede İsa’ya dua etmesine bittim zaten.
Başrollerde sempatik eleman Ranbir Kapoor ve oldukça güzel ablamız Katrina Kaif oynuyor. Katrina Kaif’i daha önce izledim ama bahsetmedim. Yine bi hint filmiydi ama Amerika’da geçiyordu, ortak yapımdı, 12 eylül olayları falan klasik Amerikan senaryoları diye tanıtmamıştım. Ama ablamız iyi oynuyor, çok da güzel oynuyor. Ranbir’ı daha önce izlememiştim, şimdi izledim iyi oldu. Bu eleman da iyi oynuyor. Yolu açık.
Bi de enteresan vaziyetleri var. Mesela salak komiklikler olur ya bizim filmlerde. Bazı sahnelerde onları yapmışlar ama böyle 10 dk bi salaklık komedisi değil. 3 saniyelik bişey. O muhabbetlerle dalga geçer gibi. Filmin keyfini kaçırmıyor.
Bi de müzikler var tabii. Başka filmlerde de olsun istiyorum artık bu müzik olayını. Hatta bazı hint filmlerinde olmuyor, onu özellikle bakıyorum. Müzik varsa izliyorum yoksa diyorum ne izleyeceğim lan 3 saat. Sıkılırım. Arada giriyor keyfim yerine geliyor vallahi.
Filmin konusundan yine bahsetmiyorum ama güzel bir 2,5 saat geçireceğinize eminim.
Hum Tum (2004)
Yapım: 2004 - Hindistan
Tür: Dram Komedi Müzikal Romantik
Süre: 142 dakika
Yönetmen: Kunal Kohli
Diğer filmimiz de bu. Hum Tum hint dilinde Sen Ben demek. Filmin ismi ise elemanın çizer olmasından ve karakteri Hum ve Tum olan çizgi roman serisi çizmesinden geliyor. (Spoiler değil lan. Valla değil.)
Bu sefer baş rollerdekilerin (evet kilerin) ikisini de izlemediğim bi film olduğu için seçtim. Yorumların da etkisiyle hadi bismillah diye filme…
Hint filmlerinde bunun örneğine çok rastlıyorum ki o da şudur; filmlerin süreleri uzun olduğu için kararkterlerin karaktereni, gelmişlerini, geçmişlerini, hayatlarını daha iyi irdeleme fırsatı oluyor. İzlerken de karakteri daha iyi tanıdığın için haliyle daha keyifli oluyor.
Filmin müzikleri güzeldi cümlesini belki de milyonuncu kez kuruyorumdur. Her postta en az bir kere kurduğum cümle olma özelliğiyle öne çıkıyor bu cümle. Ama hakaten güzeldi lan nabayım.
Merak ettiğim olay şu; bu Bollywood stüdyolarından (orayı şu an kampüs gibi hayal ediyorum) içeri girdiğin zaman dolmuştan 3. durakta iniyorsun, 100 metre ilerde Bollywood film müzikleri binası var da oranın belirli sanatçıları mı var acaba? Çok filmde aynı adamın sesine rastladım. Tekeline mi almış sektörü ne etmiş.
Daha önce filmlerini izlemedim ama isimlerini burda beyan etmekte bir beis görmeyerek oyunculara geçiyorum. Eleman Saif Ali Khan (evet yanlış okumadınız Khan. Bu da Khan. Bütün Hindistan Khan’mış meğerse. Elini sallasan Khan. Yalnız soyadların hala kast sistemiyle bağlantısı varmış. Soyadların enteresan bi vaziyeti hep var gibi geldi bana zaten de olaya bi dalmaya niyetlenmedim. Kadınlarda benzer soyad yok gibi nerdeyse. Erkekler hep Khan.), hanım kızımız da Rani Mukherjee. Bi de elemanın annesiyle babası var onlar tanıdık. Bikaç film izleyince anlıyorsun ki Bollywood’da bir anne baba karakteri varsa bu adamla bu kadın oynayacak. Oynuyorlarda. Şimdi isim olayına hiç girmeyeyim onlarda.
Burda konu daha geniş bi zamana yayılmış. Filmin zaten ana fikrini de anca öyle verebilir. Hani var ya alnında ne yazıyorsa o kardeşim, o karşına çıkacak. O hikaye yazılacak, ya da yazılmış başka bi açıdan bakarsak. Bu da öyle bi film.
Baktım kısalacağı yok saldım bu sefer vallahi yazıyı. Filmler on numara. İndirin, izleyin, hayrını görün, keyfini çıkarın.
sevgiler.
Ajab Prem Ki Ghazab Kahani (2010)
Yapım: 2009 - Hindistan
Tür:Komedi Romantik
süre: 150 dakika
Yönetmen: Rajkumar Santoshi
Film gazeteci elemanın, ki kendisi ana karakter değil, ıssız mahalleye ropörtaj için gelişiyle başlıyor. Etrafta kimse yok kimle ropörtaj edecek la bu adam derken olaya mevzuya sürpriz karakter giriyor ve olayları anlatmaya başlıyor.
Filmin buraya kadar olan kısmı zaten filmle çok alakalı bi kısım değil. O yüzden spoiler denemez. Ama sahne enteresan bi sahneydi niye aklımda kaldığını söylemeyeyim de devam edeyim.
Yine bu filmde de en çok dikkatimi çeken Bollywood sinemasında ülke kültürünün fena şekilde işleniyor olması. Nerdeyse her filmde rastladığım dini inanlar meselesi bu filmde de var. Hele elemanın kendi dinine göre günah işlediği için kendi mabedine gidemeyip kilisede İsa’ya dua etmesine bittim zaten.
Başrollerde sempatik eleman Ranbir Kapoor ve oldukça güzel ablamız Katrina Kaif oynuyor. Katrina Kaif’i daha önce izledim ama bahsetmedim. Yine bi hint filmiydi ama Amerika’da geçiyordu, ortak yapımdı, 12 eylül olayları falan klasik Amerikan senaryoları diye tanıtmamıştım. Ama ablamız iyi oynuyor, çok da güzel oynuyor. Ranbir’ı daha önce izlememiştim, şimdi izledim iyi oldu. Bu eleman da iyi oynuyor. Yolu açık.
Bi de enteresan vaziyetleri var. Mesela salak komiklikler olur ya bizim filmlerde. Bazı sahnelerde onları yapmışlar ama böyle 10 dk bi salaklık komedisi değil. 3 saniyelik bişey. O muhabbetlerle dalga geçer gibi. Filmin keyfini kaçırmıyor.
Bi de müzikler var tabii. Başka filmlerde de olsun istiyorum artık bu müzik olayını. Hatta bazı hint filmlerinde olmuyor, onu özellikle bakıyorum. Müzik varsa izliyorum yoksa diyorum ne izleyeceğim lan 3 saat. Sıkılırım. Arada giriyor keyfim yerine geliyor vallahi.
Filmin konusundan yine bahsetmiyorum ama güzel bir 2,5 saat geçireceğinize eminim.
Hum Tum (2004)
Yapım: 2004 - Hindistan
Tür: Dram Komedi Müzikal Romantik
Süre: 142 dakika
Yönetmen: Kunal Kohli
Diğer filmimiz de bu. Hum Tum hint dilinde Sen Ben demek. Filmin ismi ise elemanın çizer olmasından ve karakteri Hum ve Tum olan çizgi roman serisi çizmesinden geliyor. (Spoiler değil lan. Valla değil.)
Bu sefer baş rollerdekilerin (evet kilerin) ikisini de izlemediğim bi film olduğu için seçtim. Yorumların da etkisiyle hadi bismillah diye filme…
Hint filmlerinde bunun örneğine çok rastlıyorum ki o da şudur; filmlerin süreleri uzun olduğu için kararkterlerin karaktereni, gelmişlerini, geçmişlerini, hayatlarını daha iyi irdeleme fırsatı oluyor. İzlerken de karakteri daha iyi tanıdığın için haliyle daha keyifli oluyor.
Filmin müzikleri güzeldi cümlesini belki de milyonuncu kez kuruyorumdur. Her postta en az bir kere kurduğum cümle olma özelliğiyle öne çıkıyor bu cümle. Ama hakaten güzeldi lan nabayım.
Merak ettiğim olay şu; bu Bollywood stüdyolarından (orayı şu an kampüs gibi hayal ediyorum) içeri girdiğin zaman dolmuştan 3. durakta iniyorsun, 100 metre ilerde Bollywood film müzikleri binası var da oranın belirli sanatçıları mı var acaba? Çok filmde aynı adamın sesine rastladım. Tekeline mi almış sektörü ne etmiş.
Daha önce filmlerini izlemedim ama isimlerini burda beyan etmekte bir beis görmeyerek oyunculara geçiyorum. Eleman Saif Ali Khan (evet yanlış okumadınız Khan. Bu da Khan. Bütün Hindistan Khan’mış meğerse. Elini sallasan Khan. Yalnız soyadların hala kast sistemiyle bağlantısı varmış. Soyadların enteresan bi vaziyeti hep var gibi geldi bana zaten de olaya bi dalmaya niyetlenmedim. Kadınlarda benzer soyad yok gibi nerdeyse. Erkekler hep Khan.), hanım kızımız da Rani Mukherjee. Bi de elemanın annesiyle babası var onlar tanıdık. Bikaç film izleyince anlıyorsun ki Bollywood’da bir anne baba karakteri varsa bu adamla bu kadın oynayacak. Oynuyorlarda. Şimdi isim olayına hiç girmeyeyim onlarda.
Burda konu daha geniş bi zamana yayılmış. Filmin zaten ana fikrini de anca öyle verebilir. Hani var ya alnında ne yazıyorsa o kardeşim, o karşına çıkacak. O hikaye yazılacak, ya da yazılmış başka bi açıdan bakarsak. Bu da öyle bi film.
Baktım kısalacağı yok saldım bu sefer vallahi yazıyı. Filmler on numara. İndirin, izleyin, hayrını görün, keyfini çıkarın.
sevgiler.
Rab Ne Bana Di Jodi - Om Shanti Om
Aslında iki film birden tanıtma gibi bi niyetim yoktu. Çünkü
tanıtacağım filmlerden birini bitirdiğimde bunu tanıtmasam da olur gibi
düşünmüştüm. Ancak biraz zaman geçince farkettim ki filmden aklımda çok
şey kalmış. Bazı sahneler, şarkılar, oyunculuk falan gerçekten çok
iyi. Lan bunlar iyiyse geriye ne kaldı ki? Hemen başlayayım o zaman da
gene çok uzatmayayım. Zaten iki film. Kısa kesmeye bakacağım. Hala
yazıyorum. Tamam. Kestik.
Şimdi iki filmimiz var. İkisi de Shahrukh Khan filmi. Shahrukh Khan’ı daha önce nerde işlemiştik arkadaşlar. Ra. One ve My Name is Khan’da. Evet. Öncelikle şunu söyleyeyim ki adam çok iyi oyuncu. Bana Christian Bale’i anımsatıyor ne hikmetse (umarım doğru yazmışımdır kıristiyan beyl’i). Daha önceki filmlerinden farklı iki filmi var şimdi karşımızda. Bu filmler daha eğlence temalı filmler. O yüzden biraz sinemanın popüler öğelerini barındırıyor olabilir. Ancak tanıtmaya değer olan kısmı bunları Bollywood kriterleri içinde yapıyor olması. Bu da filmleri haliyle daha farklı bi eğlenceye zerkediyor(doğru kullandım inşallah. doğruysa bana maşallah). Peki. İlk filmimizle başlayalım.
Az önce bahsettiğim ve anlatmaya değer bulmadığım fakat sonradan aklımda çok sahnesi kalan film buydu. Dedim ulan bu kadar klişe işler falan, oldu mu şimdi canım Bollywood sineması. Aradan biraz zaman geçince filmin şarkılarını açtım dinledim, bi kaç sahnesini de tekrar izledim o aradan. Film gerçekten eğlenceliymiş. Bunu izlerken değil de sonradan farketmem keyif alınmak için yapılan bir eylem adına ne değer taşır bilemiyorum tabii. Ama zaman kaybı olmadığı kesin.
Önceki yazılarda belirtmiştim Bollywood filmlerinin en az 2-3 film konusu olabilecek filmlerden yapıldığını (dikkat anlatım bozukluğu çıkabilir). Filmin içinde barındırdığı ilk film enteresan bi aşk hikayesi olarak başlıyor, ikinci filmse dans bildiğimiz dans filmleri gibi biraz. Ben o tarz filmleri pek sevmediğim ve hep aynı mantıkta bulduğum için pek sevmiyorum. Tamam işte anladık kazanıyorlar sonunda. Burda da söyliyim yarışmanın sonunka kazanıyorlar. Kaybedecek bişey yok bu bilgiyi edinmenizle. Eşek değilsiniz ya o kadarını herkes anlıyor artık. Ama işin bu dansla ilgili olan kısmını çok uzatmamışlar, filmde de çok önemli bir konuymuş gibi bu konuya vurgu yapmamışlar bu kısım güzel. Teferruat olarak kalmış. Herşeyi ana konuya bağlamak için bi araç olarak kullanmışlar.
Filmin senaryosundan çok bahsetmemeye çalıştım. Bi kaç detay verdim ama bunlar emin olur çok önemli detaylar değil muhterem kardeşlerim. Allah azze ve celle.
Gerçekten güzel oyuncular, sahneler ve müzikler var. Bu nedenle izlemeye değer. Tanıtmak istemiyordum senaryoyla alakalı bahsettiğim danslı manslı bölüm iyi olsa bana sıradan geldi o yüzden. Ancak yine de izleyin çünkü Shahruk Khan’ın canlandırdığı iki tip de adamın mizacına göre çok komik.
Bu film Bollywood filmi içinde Bollywood’u gösteren bi film. Bi yandan reklam da kokmuyor değil ancak çok eğlenceli. Filmde Bollywood’un 30 yıl öncesi ve sonrasını görüyorsunuz.
Filmde yine daha önce bahsetmiştim, tam film bitti diyorum zırt bi dönüyor konu olaylar birbirine bir bağlanıyor höh diyorum. O münasebetle filmi izlerken çok eğlendiğimi söyleyebilirim.
Bi de şarkılarla alakalı olarak bu filmle beraber bişey daha keşfettim. Filmlerin içine şarkı koymaları gelenek, tarz, tür, artık ne dersek diyelim bize komik geliyor ya, adamlara göre de komikmiş. Yani çeviren eleman şarkıların sözlerini de çevirdiği için sözlerden anlıyorsun. Komik yani. Kendi makaralarını geçiyorlar.
Filmde aklımda kalan birkaç sahneden de bahsetmeden edemeyeceğim. Spoiler yok elbette.
Bişey daha diyecektim ne diyecektim ya. Neyse unuttum anassınıssati.
İkisi de eğlenceli filmler.
İlk defa da eğlenceli Bollywood filmi tanıtmış oldum hadi hayırlısı. Bu arada Farah Khan kadınmış ya.
sevgiler.
Şimdi iki filmimiz var. İkisi de Shahrukh Khan filmi. Shahrukh Khan’ı daha önce nerde işlemiştik arkadaşlar. Ra. One ve My Name is Khan’da. Evet. Öncelikle şunu söyleyeyim ki adam çok iyi oyuncu. Bana Christian Bale’i anımsatıyor ne hikmetse (umarım doğru yazmışımdır kıristiyan beyl’i). Daha önceki filmlerinden farklı iki filmi var şimdi karşımızda. Bu filmler daha eğlence temalı filmler. O yüzden biraz sinemanın popüler öğelerini barındırıyor olabilir. Ancak tanıtmaya değer olan kısmı bunları Bollywood kriterleri içinde yapıyor olması. Bu da filmleri haliyle daha farklı bi eğlenceye zerkediyor(doğru kullandım inşallah. doğruysa bana maşallah). Peki. İlk filmimizle başlayalım.
1. Filmimiz: Rab Ne Bana Di Jodi (Bu Çifti Tanrı Birleştirdi)
Yapım:2008 - Hindistan
Tür:Dans, Dram, Müzikal, Romantik
Süre:165 dakika
Yönetmen:Aditya Chopra
Az önce bahsettiğim ve anlatmaya değer bulmadığım fakat sonradan aklımda çok sahnesi kalan film buydu. Dedim ulan bu kadar klişe işler falan, oldu mu şimdi canım Bollywood sineması. Aradan biraz zaman geçince filmin şarkılarını açtım dinledim, bi kaç sahnesini de tekrar izledim o aradan. Film gerçekten eğlenceliymiş. Bunu izlerken değil de sonradan farketmem keyif alınmak için yapılan bir eylem adına ne değer taşır bilemiyorum tabii. Ama zaman kaybı olmadığı kesin.
Önceki yazılarda belirtmiştim Bollywood filmlerinin en az 2-3 film konusu olabilecek filmlerden yapıldığını (dikkat anlatım bozukluğu çıkabilir). Filmin içinde barındırdığı ilk film enteresan bi aşk hikayesi olarak başlıyor, ikinci filmse dans bildiğimiz dans filmleri gibi biraz. Ben o tarz filmleri pek sevmediğim ve hep aynı mantıkta bulduğum için pek sevmiyorum. Tamam işte anladık kazanıyorlar sonunda. Burda da söyliyim yarışmanın sonunka kazanıyorlar. Kaybedecek bişey yok bu bilgiyi edinmenizle. Eşek değilsiniz ya o kadarını herkes anlıyor artık. Ama işin bu dansla ilgili olan kısmını çok uzatmamışlar, filmde de çok önemli bir konuymuş gibi bu konuya vurgu yapmamışlar bu kısım güzel. Teferruat olarak kalmış. Herşeyi ana konuya bağlamak için bi araç olarak kullanmışlar.
Filmin senaryosundan çok bahsetmemeye çalıştım. Bi kaç detay verdim ama bunlar emin olur çok önemli detaylar değil muhterem kardeşlerim. Allah azze ve celle.
Gerçekten güzel oyuncular, sahneler ve müzikler var. Bu nedenle izlemeye değer. Tanıtmak istemiyordum senaryoyla alakalı bahsettiğim danslı manslı bölüm iyi olsa bana sıradan geldi o yüzden. Ancak yine de izleyin çünkü Shahruk Khan’ın canlandırdığı iki tip de adamın mizacına göre çok komik.
2. Filmimiz ise Om Shanti Om (Tercümesi yok la. Bulamadım)
Yapım: 2007 - Hindistan
Tür:Aksiyon, Dram, Müzikal, Romantik,
Süre:166 dakika
Yönetmen:Farah Khan
Bu film Bollywood filmi içinde Bollywood’u gösteren bi film. Bi yandan reklam da kokmuyor değil ancak çok eğlenceli. Filmde Bollywood’un 30 yıl öncesi ve sonrasını görüyorsunuz.
Filmde yine daha önce bahsetmiştim, tam film bitti diyorum zırt bi dönüyor konu olaylar birbirine bir bağlanıyor höh diyorum. O münasebetle filmi izlerken çok eğlendiğimi söyleyebilirim.
Bi de şarkılarla alakalı olarak bu filmle beraber bişey daha keşfettim. Filmlerin içine şarkı koymaları gelenek, tarz, tür, artık ne dersek diyelim bize komik geliyor ya, adamlara göre de komikmiş. Yani çeviren eleman şarkıların sözlerini de çevirdiği için sözlerden anlıyorsun. Komik yani. Kendi makaralarını geçiyorlar.
Filmde aklımda kalan birkaç sahneden de bahsetmeden edemeyeceğim. Spoiler yok elbette.
- Birincisi filmin şarkılarından biri. Derd-E Disco diye bi şarkı. Şimdi açıp izleseniz çok erotik öğeler barındırdığını, işte çok sıradan olduğunu falan düşünebilirsiniz, bu konuda sizi haksız bulmam. Ama filmi izleyip sözlerini de okuyunca çok komik ve eğlenceli. Bi kaç kere peşpeşe sarıp dinledim bu şarkıyı.
- İkinci olarak filmin nerdeyse bütün ana olaylarını özetleyen bi müzikal sahnesi var. Çok iyi.
- Üçüncü de bir çok Bollywood yıldızının filmin normal akışı içinde rolü olmasa da, içinde bulundukları sektörü anlatan bi film olduğu için tahmin ediyorum, yine bi danslı müzikli sahnede filmde yer almasıydı. Çoğunu tanıyamadım la zaten. Daha izlediğim kaç tane film. Ama eşek değiliz yani olaya vakıf olduk.
Bişey daha diyecektim ne diyecektim ya. Neyse unuttum anassınıssati.
İkisi de eğlenceli filmler.
İlk defa da eğlenceli Bollywood filmi tanıtmış oldum hadi hayırlısı. Bu arada Farah Khan kadınmış ya.
sevgiler.
Fanaa
Yapım: 2006 - Hindistan
Tür: Dram, Gerilim, Komedi, Romantik, Savaş, Suç, Politik, (bu nasıl bi tür lan. izlemeden anlamıyor insan tabii.)
Süre: 168 dakika
Hazır izlemişken taze taze tanıtayım dedim.
Yine bir Aamir Khan filmiyle karşınızdayım. Zaten Aamir Khan’dan geçilmiyor. Akadaş bi kere Bollywood dedin mi Aamir Khan şart.
Film duygusal başlıyor, ölümüne bir flört romantizm duygusallık, efendime söyliyim bir polisiye olaylar falan ne oldu dedim lan yine. Sonra romantik başlayan film elbetteki polisiye bitecek değil. Çok yoğun duygu seli var, az daha ağladım bi sahnede lan. eheh. Bakmayın şimdi gülüğüme. Filmin sonunda da şey oluyor.. tamam yapmıyorum. (madem o kadar yazdık bi de sonunu söyliyim tam olsun. eheh.)
Öncelikle 3 idiots’ta Aamir Khan’a hasta kalıp ayılıp bayılanlara burdan sevgilerimi iletiyorum, burda ne yazık ki o kadar şeker bi adam yok. Allahım bi de filmin başında uzun saçlı falan halleri, liseli midir yeni üniversiteli midir, nedir. Götüme benzemiş hiç de sempatik değil bu filmde. Zaten olmaması da isabet olmuş.
Filmde milliyetçi bi durum var, alttan alttan veriyor hint milliyetçiliğini diyordum ki filmi bitirince bir Erkan Tan edasıyla lafımdan geri döndüm. Herşey konuyla alakalı yine. İçten pazarlıklı bi durum yok yani. Sakiniz.
Aamir Khan o kadar şeker değil, peki kızımız? Hı. Kızın gözler zaten kamyon farı. Çak çakayi. Saçlar desen şelale, kızın kafasından aşağıya akıyor (benim yarimde de var aynısından kıskanın. ehehe). Zaten kızımı da büyük ihtimal ordan kotarıyor. Değişik bi renk gözü var. Acayip.
Müzikler, oyunculuklar, eeefendime söyliyim mekanlar, çekimler falan iyi hoş.
Film 3 saate yakın. Değer mi? Değer.
“Ben sevdim eller alsın.”
Bir de önemli bir detay olarak: “Subhallah.”
Süre: 168 dakika
Hazır izlemişken taze taze tanıtayım dedim.
Yine bir Aamir Khan filmiyle karşınızdayım. Zaten Aamir Khan’dan geçilmiyor. Akadaş bi kere Bollywood dedin mi Aamir Khan şart.
Film duygusal başlıyor, ölümüne bir flört romantizm duygusallık, efendime söyliyim bir polisiye olaylar falan ne oldu dedim lan yine. Sonra romantik başlayan film elbetteki polisiye bitecek değil. Çok yoğun duygu seli var, az daha ağladım bi sahnede lan. eheh. Bakmayın şimdi gülüğüme. Filmin sonunda da şey oluyor.. tamam yapmıyorum. (madem o kadar yazdık bi de sonunu söyliyim tam olsun. eheh.)
Öncelikle 3 idiots’ta Aamir Khan’a hasta kalıp ayılıp bayılanlara burdan sevgilerimi iletiyorum, burda ne yazık ki o kadar şeker bi adam yok. Allahım bi de filmin başında uzun saçlı falan halleri, liseli midir yeni üniversiteli midir, nedir. Götüme benzemiş hiç de sempatik değil bu filmde. Zaten olmaması da isabet olmuş.
Filmde milliyetçi bi durum var, alttan alttan veriyor hint milliyetçiliğini diyordum ki filmi bitirince bir Erkan Tan edasıyla lafımdan geri döndüm. Herşey konuyla alakalı yine. İçten pazarlıklı bi durum yok yani. Sakiniz.
Aamir Khan o kadar şeker değil, peki kızımız? Hı. Kızın gözler zaten kamyon farı. Çak çakayi. Saçlar desen şelale, kızın kafasından aşağıya akıyor (benim yarimde de var aynısından kıskanın. ehehe). Zaten kızımı da büyük ihtimal ordan kotarıyor. Değişik bi renk gözü var. Acayip.
Müzikler, oyunculuklar, eeefendime söyliyim mekanlar, çekimler falan iyi hoş.
Film 3 saate yakın. Değer mi? Değer.
“Ben sevdim eller alsın.”
Bir de önemli bir detay olarak: “Subhallah.”
Bollywood’a Giriş
Bu son zamanlarda sinemaya küsmüştüm lan adeta. Yani ne bileyim
sinemaya gidince param boşa gidiyormuş gibi hissediyorum. Hatta bu son
zamanlarda güzel bi film görünce “lan buna sinemada gitseymişim param
boşa gitmezmiş” diye bi laf dolandı dilime.
Yani şimdi mantık şu: neticede film izlemek bi zevk meselesi. Sıkılırsın keyfin yerine gelsin, ne bileyim zaman geçsin diye film izlersin. İyi de evde daha rahat koşullarda, daha keyif alarak ve ücretsiz gerçekleştirdiğim bi aktiviteyi neden asgari 15 lira harcayarak ve daha az konfor içeren bi şekilde yapayım ki. Şöyle örnek vereyim: sevgilinle gidip evde takılmayı, muhabbet etmeyi, beraber yemek yapmayı mı tercih edersin, onunla kafede oturup yemek sipariş etmeyi mi? Bi de madem o kadar para bayılıyoruz 1,5 saat ne ya şaka gibi. Artık iş sanattan, hobiden, keyiften falan çıktı zaten. Sinema yapanlar da artık sanattı, sinema sevgisiydi falan bunun için yapmıyorlar. Ticari oldu iş. -tamam işin das kapital boyutuna geçmeyip burda kesiyorum-
Ben böyle düşünürken pat diye bi film izliyorum ve değil “sinemada izlesem param ziyan olmaz” demek, bütün sinema anlayışım değişiyor. Bu kadar zaman sinemada aradığım şeyi buluyorum lan filmde ve işin en güzel tarafı bu bi tane film değil koca bir sektör olarak var. İşte hollywood’un klişe ve tekrar eden standart senaryo ve yapımlarına karşı dünyanın en büyük ikinci sinema devi Bollywood.
Adamlar dünyanın en büyük ikinci stüdyosuna sahip, dünyanın en çok sayıda filminin yapıldığı ülke ve hollywood’la alakası yok.
Bu yazıyı olur da okursanız şunu diyebilirsiniz tabii; “madem öyle bi film söyle de bakalım bakalım nasılmış?”. O yüzden bu yazıya mukabil bir de yeni başlamama rağmen hint filmerinin en beğendiğim örneklerinden birini tanıtarak başlayacağım ve sonra izlediğim ve beğendiğim filmleri zamanla paylaşacağım.
Sevgiler.
Yani şimdi mantık şu: neticede film izlemek bi zevk meselesi. Sıkılırsın keyfin yerine gelsin, ne bileyim zaman geçsin diye film izlersin. İyi de evde daha rahat koşullarda, daha keyif alarak ve ücretsiz gerçekleştirdiğim bi aktiviteyi neden asgari 15 lira harcayarak ve daha az konfor içeren bi şekilde yapayım ki. Şöyle örnek vereyim: sevgilinle gidip evde takılmayı, muhabbet etmeyi, beraber yemek yapmayı mı tercih edersin, onunla kafede oturup yemek sipariş etmeyi mi? Bi de madem o kadar para bayılıyoruz 1,5 saat ne ya şaka gibi. Artık iş sanattan, hobiden, keyiften falan çıktı zaten. Sinema yapanlar da artık sanattı, sinema sevgisiydi falan bunun için yapmıyorlar. Ticari oldu iş. -tamam işin das kapital boyutuna geçmeyip burda kesiyorum-
Ben böyle düşünürken pat diye bi film izliyorum ve değil “sinemada izlesem param ziyan olmaz” demek, bütün sinema anlayışım değişiyor. Bu kadar zaman sinemada aradığım şeyi buluyorum lan filmde ve işin en güzel tarafı bu bi tane film değil koca bir sektör olarak var. İşte hollywood’un klişe ve tekrar eden standart senaryo ve yapımlarına karşı dünyanın en büyük ikinci sinema devi Bollywood.
Adamlar dünyanın en büyük ikinci stüdyosuna sahip, dünyanın en çok sayıda filminin yapıldığı ülke ve hollywood’la alakası yok.
- Aralarındaki en büyük fark bi kere hintlilerin tarihsel ve köklü bir kültürünün olması. Çok çeşitli insan olsalar da Amerikalılar gibi toplama ve kendi içlerinde kültürlerini yok edip yozlaşmış bir topluluk değiller. Konular onlara kıyasla çok daha enteresan haliyle.
- İşin benim için en vurucu bir diğer yanı da yine hollywood’un aksine karakterler karizma peşinde mimiksizlikten ölmüyorlar, baba ne kadar mimik, işve, cilve, naz, ne bileyim allah ne verdiyse tüm doğallığıyla kullanıyorlar. Bu yüzden erkekleri etkileyecek fena güzel ve şirin hintli kızlar, kızlar için de fena sempatik ve yakışıklı hint erkekleri var.
- Yine işin en güzel tarafı bir hint filmi en az 2,5-3 saat oluyor. Neden güzel çünkü hiç biri bir nuri bilge, efendime söyliyim semih kaplanoğlu tadında durağan değil. Film başladığı anda bitene kadar gidiyor. Normalde en az 3 tane hollywood filmi çıkacak konulardan 1 tane film yapıyorlar ve hiç sıkılmıyorsunuz. Film artık burda biter heralde diyip ne kadar kaldığına baktığım bi kaç filmde daha filmin yarısına gelmediğimi gördüm lan. Öyle de g*t ediyorlar adamı.
- Bir de şarkıları var tabii. Hiç vazgeçmiyorlar bu konuda. Adamların sinema kültürü bu abi ve vazgeçmesinler de. Zaten senelerdir dalga geçiyorlar ve izlerken tuhaf geliyor insana alışık olmadığın için ama alışıyorsun ve o kafaya geldiğinde sıkmıyor seni. Bazen film boyunca 5-6 dk’lık şarkıyı dinliyorsun ve sıkılmıyorsun. Şarkılar konuyla bağlantılı çünkü. Altyazıları çevirenler sağolsun tabii şarkıları da çeviriyorlar. Yoksa mantıksız geliyor haliyle dublajda falan saçmaymış gibi duruyor. Saçma gibi duruyor çünkü sözler konuyla alakasız olsa da görüntüler konudan çok absürt yerlere gidebiliyor. -Bu konuya sonraki maddeden devam edeyim-
- Görüntüler demişken; dediğim gibi adamlar hollywood’un nerdeyse bütün imkanlarına sahip ve bunu öyle kullanıyorlar ki bütün o efektleri falan canavar gibi yapıp bi de onlarla dalga geçiyorlar. Yani biz de yapsak aynısını yapmaz mıyız abi? Bunun Türklükle falan alakası yok baba, bu doğulu kafası. Doğu’daki dünya gerçek. İnsan var kültür var inanç var. Herşey doğuda. Sen oraya bilgisayar efekti koyduğun zaman ataları büyük şair olan adamlar ne kadar global dünyada yaşayıp aynı efekti yapabileceği sinema bilgisine sahip olsa da onu tiye alır yani. Tiye alır ama sırıttırmıyorlar işte.
- Efekt kullandıkları zaman canını alıyorlar efektin, dibine kadar zorluyorlar ama gerçekçi filmlerinde de çok gerçekçiler ve hiç efekt kullanmadan da seni mort etmeyi biliyorlar.
- Bir diğer nokta olarak filmlerin en az 2,5-3 saat olduğundan bahsettim ve bu sürede film içinde her duyguyu yaşıyorsun. Tam süper eğlenceli bi sahne izliyorsun mesela pat bişey oluyor mala çeviriyor seni. Tam hüzünlü bişey olur hop diye dönüyor mevzu.
- Filmlerde erotik sahneler nerdeyse hiç olmuyor. Öpüşme sahneleri bile belki çok nadir olarak yeni yapılan filmlerde. Bi de yine amerika ve avrupa ortak yapımlarında bollywood sinemasına göre müstehcen sahneler olabiliyor.
- Ve son olarak sosyal mesaj durumu var. Özellikle Aamir Khan’ın olduğu filmlerde daha bariz olan sosyal mesajlar mevcut. Animelerde de va la aynısı şimdi farkettim. Doğulu kafası işte. Halkını bilinçlendir hanım sendromu. Ama uzatıp uzatıp of ulan yeter durumuna getirmiyor adamı değinip konusuna geçiyor ve güzel şeyler oluyor.
- Ah o hint mimik ve danslar lan bi kere daha değinmeden geçemedim. Çok şekerler lan. ehehe.
- Filmi izleyip yer kaplamasın diye bilgisayardan silersin ya, misyonunu tamamlamıştır yani artık film. Silmeye kıyamıyorum lan.
Bu yazıyı olur da okursanız şunu diyebilirsiniz tabii; “madem öyle bi film söyle de bakalım bakalım nasılmış?”. O yüzden bu yazıya mukabil bir de yeni başlamama rağmen hint filmerinin en beğendiğim örneklerinden birini tanıtarak başlayacağım ve sonra izlediğim ve beğendiğim filmleri zamanla paylaşacağım.
3 IDIOTS
Yapım:2009 - Hindistan,
Tür:Dram, Komedi, Müzikal, Romantik, Gençlik,
Süre:160 dakika
Yönetmen:Rajkumar Hirani,Oyuncular:Aamir Khan,
Kareena Kapoor,Madhavan,Parikshat Sahni,Akhil Mishra,
Chandrashekhar,Omi Vaidya,Rajeev Ravindranathan,Pitobash,
Atul Tiwari, Mona Singh,Sharman Joshi, Javed Jaffrey,
Boman Irani
Tür:Dram, Komedi, Müzikal, Romantik, Gençlik,
Süre:160 dakika
Yönetmen:Rajkumar Hirani,Oyuncular:Aamir Khan,
Kareena Kapoor,Madhavan,Parikshat Sahni,Akhil Mishra,
Chandrashekhar,Omi Vaidya,Rajeev Ravindranathan,Pitobash,
Atul Tiwari, Mona Singh,Sharman Joshi, Javed Jaffrey,
Boman Irani
Yazının içinde de bahsettiğim ve ilk izlediğim hint filmi bu. Filmin
adından da anlaşılacağı gibi üç tane gerizekalının başından geçen
yanlışlıklar komedisi değil. Çünkü bu bir hollywood filmi değil.
Kraliyet mühendislik okulunda tanışan üç elemanın hikayesi. Konudan pek
bahsetmeyeceğim.
Öncelikle senaryoda boşluk doldurmak için yazılmış tek bir sahne yok.
Herşey neticeye olabileceği en iyi şekilde bağlanıyor. Senaryo olarak
10 üzerinden 9 verebilirim o da neden 10 değil de 9, nazar değmesin
diye. eheh.
Çekimler falan zaten çok güzel, olaylar, karakterler, oyunculuklar
falan harkulade. Filmde kızlar için bi Aamir Khan ki izledikten sonra
kız erkek farketmeksizin diğer filmlerine de bakacaksınız, erkekler için
de Raj Kapoor’un güzel torunu Kareena Kapoor var.
Müzikler zaten harkulade ve çok eğlenceli. Filmin içinde geçmesiyle
danslarla falan ilgili bu filmle birlikte çabucak aşina olabilirsiniz.
Hatta fena halde de zevk alacaksınızdır.
Yukarda bahsettiğim ne varsa Bollywood sinemasıyla ilgili en iyi
örneklerini tek tek bu filmde görmeniz mümkün. Müzik mi dersin, konu mu
dersin, sosyal mesaj mı dersin, dans mı dersin, oyunculuk mu, çekimler
mi… Valla ne dersen de. Herşey on numara.
Yakında izlediğim filmlerden de ayrı ayrı kısaca bahsedeceğim.
Ve şimdi ben ödevimi yapmak yerine bir film daha izleyeceğim. Çok
renkli bi dünyaları var lan. Hayal dünyaları çok gerçek ve güzel. Of
doğulu kafası, kendimi buldum lan adeta. Nasıl bahtiyarım. ehehe.
Sevgiler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Yapımı: 2012 - Hindistan Tür: Dram, Gizem, Romantik Süre: 145 Dak. Yönetmen: Aishwarya Dhanush Oyuncular: Shruti K. Haasan, Dhanush, Prabh...
-
Yapım: 2012 - Hindistan Tür: Aksiyon, Romantik, Gerilim Yönetmen: Kabir Khan Oyuncular: Salman Khan, Katrina Kaif Bu film için önce...
-
Yapımı :2013 - Hindistan Tür : Müzikal Dram Süre: 132 Dak. Senaryo: Shagufta Rafique Yönetmen : Mohit Suri Oyuncular : Aditya Roy Kapoor...
-
Yapımı: 2013 - Hindistan Tür: Aksiyon Yönetmen: Vijay Krishna Acharya Oyuncular: Aamir Khan , Katrina Kaif , Abhishek Bac...
-
Yapımı : 2001 - Hindistan Tür : Dram Süre: 183 Dak. Yönetmen : Farhan Akhtar Oyuncular : Aamir Khan , Preity Zinta , Saif Ali Khan , Aks...
-
Yapımı :2013 - Hindistan Tür : Aksiyon, Romantik Yönetmen : Rohit Shetty Oyuncular : Shahrukh Khan, Deepika Padukone, Rajnikanth, Upen P...
-
Yapımı : 2010 - Hindistan Tür : Dram , Suç Süre: 134 Dak. Yönetmen : Milan Luthria Oyuncular : Ajay Devgan , Kangana Ranaut , Emraan H...
-
Yapım: 2006 - Hindistan Tür: Dram, Gerilim, Komedi, Romantik, Savaş, Suç, Politik, (bu nasıl bi tür lan. izlemeden anlamıyor in...
-
Yapımı : 2002 | Hindistan Tür : Aile | Dram | Müzikal | Romantik Süre: 149 Dk. Yönetmen : Kunal Kohli Oyuncular : Hrithik Roshan | Ran...
-
Bu seferki bomba Bollywood yapımı filmimiz: My Name is Khan . Yapım: 2010 - Hindistan Tür:Dram, Romantik, Politik Süre:165 dakika ...