Yapım: 2013 - Hindistan
Tür:Biyografi, Dram, Spor, Tarih
Süre: 188 Dak.
Yönetmen: Rakeysh Omprakash Mehra
Oyuncular : Sonam Kapoor , Farhan Akhtar , Rebecca Breeds , Prakash Raj , Pavan Malhotra
Senaryo: Prasoon Joshi
Böyle uzun aralar verince müthiş filmlerle geri dönüyorum. Sonra 3-5 tane kötü film izleyip tekrar uzun bi ara veriyorum. O kadar çok oldu ki artık matematiğini çıkardım. Şimdi yine can bi filmle geldim. 2 tane daha da indirdim. İnşallah onlar kötü çıkıp hevesim tekrar kırılmaz. Filmimize dönelim.
Bu blogda neden konulardan bahsetmediğimin en iyi kanıtlarından bi tanesi bu film olabilir. Oturup burda filmin konusunu yazsam o kadar basit o kadar klişe bi hikaye gibi algılanır ki kimse tenezzül edip indirmez bile. Kaldı ki bu tip hikayeler hepimizin belki ufak ya da büyük çaplı başından geçmiş, hiç olmadı muhakkak bu tip hikayeleri izleyip okumuşuzdur. Ancak sinemada işler öyle yürümüyor. Yo dostum yo.
Film bir biyografi filmi. Gerçekçiliği yönüyle zaten bizi baştan bi içine çekiyor. Milkha Singh dediğimiz abimiz 1935 doğumlu ve Hindistanın gururu bir atlet ağabeyimiz. Onun özel hayatı ve sportif başarısının yanında aynı zamanda dönem filmi ve dönemin siyasi şartlarını da ele alıyor.
Film 3 saat elbette. Hint filmlerinin bu yönünü sevdiğimi her fırsatta söylüyorum. Film üç saat ve o üç saate bütün açıları o kadar güzel aktarıyor ki zaman akarken karakteri benimseyip empati yapmakta sıkıntı çekmiyorsunuz. O yüzden hep söylediğim gibi "Hint filmleri uzun değil. Diğer filmler kısa."
Farhan Akhtar
Dil Chahta Hai ve
Lakshya gibi referanslarla aklımda olumsuz kalsa da önce
Don sonra da
Don 2'yle beni fena halde şaşırttı. Bu filmle de şaşkınlığımı katladı. Farhan Akhtar'ın film sektöründe senarist, yapımcı, oyuncu vs gibi birçok referansı olsa da son zamanlarda yaptığı işlerle rüştünü ıspatlamış ve bundan sonra yapacağı işlerle de adını Hint sinema tarihinin, belki de dünya sinema tarihinin bir köşesine yazdıracak. Demedi falan olmasın. O adını dünya sinema tarihine yazdıra dursun. Biz de arkasından böyle atıp keselim.

Filmin çekimlerini, kurgusunu,
şarkılarını falan acayip beğendim. Özellikle Avusturalya'ya gidip ordaki barda Country müziği hintçe sözlerle bağlanaması acayip hoşuma gitti. Videosunu bulamadım. Onu atacaktım da sahnenin sağlam bi videosu yoktu. Şarkıyı tam dinleyebileceğini en şukela mekan olan Dhingana'dan atayım dedim. Dhingana'yı da tanıtacaktım da bi ara aslında şey kem küm.
Normalde ben bir filmi tek seferde izlemem. Ara veririm, bölerim, dizi gibi izlerim. Ama bu filmi tek seferde soluksuz izledim... diyemeyeceğim. Bölündü ama istemsizce bölündü. Bi uyuya kaldım, bi çıkmam gerekti falan ama her fırsatta ilk işim başına geçip filmi tamamlamak oldu.

Filmde bazen "aha işte klişe geliyor" diyeceğiniz noktalarda konu kaymıyor. Hepimizin izlediğimiz yüzlerce filmde olduğu gibi konu o klişeler üzerinden akmıyor. Filmin bi akışı var ve o bildiğimiz sahneler sadece ufak detaylar olarak yerini alıyor. Bu da filmden soğumamızı önlüyor elbette. Sağolsun Hindistan'lı ağabeylerimiz olayın bu kısmına çok dikkat ediyor. Onların kendi klişeleri var. Girerlerse onlara girerler.
Film bana biraz
Millioner filmini hatırlatmadı değil.
İzlemenizi özellikle ve gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir film. Mümkünse iyi bir ses sistemi, yüksek çözünürlüklü bir format ve ekranla.
Sevgiler.