20 Tem 2013

Love Breakups Zindagi



Yapım: 2011 | Hindistan
Yönetmen, Yapımcı, Senaryo: Sahil Sangha
Oyuncular: Zayed Khan | Dia Mirza | Cyrus Sahukar | Tisca Chopra | Satyadeep Mishra | Pallavi Sharda


Merhaba. Bir zaman israfıyla daha yine sizlerle birlikteyim. Bu yazıyı çok uzatmayı planlamıyorum. Filmi hemen gömüp gideceğim.

Bir filmin hindistanda çekiliyor olması onu bir hint filmi yapmıyor. Bu film buna bariz bir örnek. Film o kadar elit bir kitlenin elinden çıktığı belli bir film ki nasıl anlatayım bilemiyorum. Düşünün ki bir hint filminde düğün sahnesi var ve tırt. İnanabiliyor musun sevgili Şansal? Hani elit şehirliler köylüyü beğenmez hakir görürdü de şimdi organik yiyecek diye köylere saldırdılar ya, kültürde de aynısı oluyor. Şehrin verdiği kültürsüzlük ve sığlıktan kurtulmak için geneleklere sığınıyor bu elitler. Aslında hiç bağlı olmadıkları ve uzaklaşmak için götünü yırttıkları, gerici gördükleri geleneklere. Öyle oluca da olay sığlıktan kurtulamıyor. İzlemişseniz bilirsiniz Avrupa Yakası'nda kızlar kına gecesi yapıyor. Nişantaşı bebelerinin yaptığı kına gecesi ne kadar geleneksel olabilir ki? Burda da o tip bir durum var işte. Düğün sahnesinin sığlığı da ordan geliyor. Zengin bebelerin uyduruk aşklarını ve dertlerini anlatan yapımlardan biri bu ve senaryo bir aşk hikayesinde düşünebileceğini bütün basitlikleri ve klişeleri barındırıyor. Cins bi kızla ilişkisi olan esas oğlan, ona vakit ayırmayan bir adamla beraber olan bir cici kız, bunların arkadaşlarının düğününde tanışıyorlar, takılıyorlar ve bu süreçte ikisinin sevgilisi de yok. Bilin bakalım neler oluyor? Yok hepsinden geçtim de o kızların erkek arkadaşları resmen törenle kızı esas oğlana veriyorlar ya büyük bir anlayış içinde; bu nasıl mezhebi genişlik lan. Sıçarım sizin aşkına der kızın da ağzını yırtarım, çocuğunda çükünü keserim (GÖZDAĞI). Salak salak senaryolar işte. Adamı hasta etmeyin.


Filmi yapanlara da bok attım çünkü böyle senaryoları yazan adam ancak böyle yaşayan bi adam olabilir. Ben hayatımda hiç aşırı lüks bir restorana gitmedim. Aşırı lüks bir restoranı kulaktan dolma bilgim yoksa nasıl betimleyebilirim? Burda da bi sahnede sokakta bişeyler yiyecekler sözde ama yiyemiyorlar kavga çıkıyor. O kavga çıkarmazsa oradaki satıcıyı ve ortamı betimleyemeyecekti çünkü senaryoda.

Yaratıcılıktan uzak ve aşk filmlerine artık ara vermem gerektiği kararını verdirten bir film oldu. Bundan sonra suç, aksiyon, fantastik vb hint filmi önerisi olan varsa alabilirim. Bu uyduruk heriflerin uyduruk hikayelerini izlemekten sıkıldım çünkü. Ne varsa eskilerde var diyip SRK-Kajol filmleri serisini tamamlayacağım illa da aşk filmiyse. Bu nedir ya. Dil Chahta Hai'de de aynı boktan hissi yaşamıştım. Yeter.

Sevgiler.

19 Tem 2013

Mujhse Dosti Karoge!


Yapımı : 2002 | Hindistan
Tür : Aile | Dram | Müzikal | Romantik
Süre: 149 Dk.
Yönetmen :  Kunal Kohli
Oyuncular :   Hrithik Roshan | Rani Mukerji | Kareena Kapoor |Uday Chopra
Senaryo :  Aditya Chopra | Kunal Kohli
Yapımcı :  Yash Chopra | Aditya Chopra

 
Nihayet bitti. Böyle filmlere denk gelince bloga ara vermek zorunda kalıyorum ne yazık ki. İzle izle bitmek bilmiyor. Ara verince de tekrar izlemek istemiyor insan, yarıda bırakmaya da kıyamıyorum. Neticede bi Rani Mukherjee filmi.

Film belli ki çok piyasa amaçlı çekilmiş. Yani bir DDLJ, bir KKHH çakması yapılmaya çalışılmış ama yemiş mi? Tabii ki yememiş. Tahmin ediyorum kast şu şekilde şekillendi: Senaryo hazır, kim oynayacak SRK, Rani belki Kajol ya da başka biri. Eee o 3. kişi olmadı. Kareena'yı koyalım oraya o zaman. Yok olmaz. Neden? Çünkü Kareena daha önce SRK'nin küçük kardeşi yaşındaydı, şimdi eşi olarak oynaması biraz abes durur. E o zaman SRK'yi şutlayalım yerine yükselen yıldız Hrithik'i koyalım. Olur mu? Olur. (OLMADI)

Hrithik Roshan'ın böyle filmlerini gördükçe bu günlere nasıl geldiğine hayret ediyorum. Yani şu tip, şu oyunculuk nasıl bu günlere, bu büyük yapımlara erişir. Erişmiş tamam, iyi de olmuş lafımız yok da bu nasıl pis bi geçmiştir arkadaş ya. O saçlar, o tip, o toyluk. İyi toparlamış valla helal olsun. Bi de herifin parmağını keşfettiğimden beri sürekli sağ elinin gözükmesini kolluyorum. Bazı sahnelerde bariz gösterilirken genelde gizleniyor ve sol el  kullanılıyor. Yakalamaya çalışmadan duramıyorum.

Kareena Kapoor'a ise hala kılım. Torpilli olduğu o kadar belli ki. Bir Kapoor soyadı taşımanın ekmeği bu kadar yenir yani. Bu aşırı oyunculuk, bu şımarıklıkla piyasanın ekmeğini yiyor ya gözüm var yeminle.

Rani Mukherjee'ye ise söylenecek bişey yok. Bu kıza neden hep kazık yiyen roller veriliyor anlamıyorum. Rol yapışmış kadına resmen. Zaten Rani Mukherjee hatrına bitirdim filmi. Bir Preity Zinta olsa çoktan bırakmıştım yani. Ki bırakmışlığım da var.

Senaryo çok tırt. Tam bir liseli kafası. Liseli duygusallığı. Liseli entrikası. Çok gereksiz. O ağır duygusal sahnelerde zerre duygulandıysam terbiyesiz oliyim. O kadar saçma, o kadar yersiz entrikalar ve duygusallıklar ki en azından içimden "ya abi bi siktir git gözünü seveyim" demeden edemedim. Ancak filmdeki Rani ve Kareena'nın oynadığı rollere bakarak evlenilecek kız ve eğlenilecek kız nasıl olur onu çok bariz görebiliriz. Hangisi eğlenilecek, hangisi evlenilecek tahmin edersiniz artık. Ehehe.

Yash Raj filmlerini genelde seviyorum ama çok iyi filmler olduğu gibi çok dandirik filmler de çekmişler. Filmlerini izledikçe bunu bellediğim de iyi oldu. Bundan sonra her Yash Raj filmiyim diyene tuzla koşmayacağım.


E Hiç mi İyi Bişey Yok?
Var. Olmaz olur mu? Bi tane 12 dakikalık kolaj bi klip var. Şarkılar ve o sahnedeki danslar çok eğlenceli. Şarkıların orijinallerine de baktım çoğu 70-80 lerin şarkıları. Çok tanıdığım şarkı vardı ama filmlerin orijinallerinden değil  çoğu. Aynı şarkıları izlediğim filmlerde de kullanmışlar. Artık gönderme mi yapmışlar, tembelliğe mi kaçmışlar tam bilemiyorum. Ama burdaki kolajı beğendim. Temiz temiz de kaydetmişler ki on numara olmuş. Klip de burda. Zaten bunu izleseniz yeter yani. Filmi indirip ne neti israf edin ne de zamanı. Ben ettim siz etmeyin vesselam.

sevgiler.

14 Tem 2013

Kites


Yapımı : 2010 - Hindistan
Tür : Aksiyon ,  Dram ,  Gerilim ,  Romantik
Süre: 123 Dak.
Yönetmen : Anurag Basu,  Anurug Bashu
Oyuncular : Hrithik Roshan ,  Barbara Mori ,  Kangana Ranaut ,  Luce Rains ,  Kabir Bedi
Senaryo : Anurag Basu ,  Anurug Bashu ,  Robin Bhatt ,  Akarsh Khurana
Yapımcı : Prashant Shah ,  Rakesh Roshan


Bu aralar yine seriye bağladım. Malum çay zamanı köydeyiz.Çay desen tam gelmemiş, hava serin ama sinekler var madem iş yok filme abanıyoruz buralarda. Güzel de oluyor. Geyiği uzatmadan filme geçelim.

Film gördüğümüz üzre Hrithik Roshan'ın başı çektiği, Barbara Mori'nin eşlik ettiği, Kangana Ranaut'un gözüktüğü bi film. Kangana'dan önceki yazıda bahsetmiştim biraz, sonraki filmi yani bu filmde de izleyip hakkında daha fazla şey söyleyebileceğimi belirtmiştim ancak sanırım pek fazla bişey belirtemeyeceğim. Yalnız şunu söyleyebilirim ki Rani ya da Kajol'le kapışamasa da Kareena ya da Katrina Kaif'le kapışır. Artık Gerisini siz kıyaslayın.

Hrithik için şunu söyleyebilirim ki; adam tam bir dünya standarlarında oyuncu. Ne versen oynuyor ve yaşlandıkça kıymetleneceği de aşikar. Çok çeşitli filmini izledim çünkü adam çok çeşitli oynamış. Tarih, aksiyon, aşk, suç, dram ne versen götürüyor. Taktir ettim. Ama bi vücut gösterme olayı var bunda da tabii. O kadar vücut yaptık heralde göstereceğiz derse gıkımı çıkaramam eyvallah der geçerim. Bu çeşitlilik yönüyle adamı cidden taktir ediyorum.Ha bak. Şimdiye kadar benim farketmediğim belki de bir çoğu kişinin farketmediği, genç kızları hayal kırıklığına uğratacak ya da en azından şaşırtacak bir tuhaflığını farkettim bu filmde. Göstermemek için oldukça özenli çekmeye çalışmılar ancak ne yazık ki isteseler de istemeseler de gözükmüş. Hrithik Roshan'ın sağ elinin baş parmağında çift parmak var. Genetik bozukluk mudur nedir tam bilemiyorum şimdi ama isteyen google'da aratabilir. O kadar filmin izledim farketmedim ama bu filmde ancak yakaladım. Vallahi her güzelin bir kusuru vardır da bu kusurla adam bu günlere gelmişse helal olsun. İyi pari partnerleri kıllanıp arıza çıkartmıyor.

Kites filmi için tam bir Hint filmi diyemeyiz çünkü hiç bir sahnesi Hindistan'da geçmiyor. Amerika'ydı Meksika'ydı bi aşağa kovala bi yukarı kaç geçip gidiyor. Filmin aksiyon sahneleri çok iyi olmasına, paraya hakkaten kıyıldığının belli olmasına karşın romantizmin bu kadar yukarı çekilmesi biraz aşırı olmuş. Hatta Türkçe'ye de Tehlikeli Aşk diye çevirmişler. Tamam Türkçe ismi filmin konusuna uygun da bizimkiler her boku da aşağı yukarı böyle çeviriyor. Adam filmin adını uçurtmalar koymuş sen Tehlikeli Aşk diye çeviriyorsun. He. O adamın aklı kesmemiş. Milyon dolar yatırım yapmış demiş ki adını da Uçurma koyuyorum. Sen diyorsun ki Uçurtma yemez Tehlikeli Aşk iyi hacı. Ulan manavlara mı yaptırıyorsunuz bu sanat tahlillerini anlamıyorum. Gerçi mesela adam Çin'de başkentinin adını Beijing koymuş sen tutup elin herifinin başkentine Pekin diyorsun. Nasıl bir kafa yapısıdır arkadaş bizdeki? Neyse sapmayalım.

Filmi izlerken ortak yapım olduğuna nerdeyse emindim. Ama baktım sadece Hindistan yazıyor. Yine de yabancı yapım şirketleri mevcut işin içinde belli. O atlamalı patlamalı sahneler klasik. İyi kotarılmış ona lafım yok. Ama bir Hindistan filminden çok bir Avrupa/Amerika filmi tadındaydı. İspanyol kadının sürekli çıplak dolaşması, Hritkin'in sürekli vücut gösterisi vs. Bunlar benim bir Hint yapımında aradığım şeyler değil. Bu söylediklerim filmin genel iyi mi kötü mü tartışmasının dışında.

Filmin genel olarak izlenilebilirliğine bakarsak kendi kategorsirisinde iyi. Ama bir Hint filmi değil temelde. Güzel görüntüler var. Senaryoya baktığımız zaman çok olağanüstü orijinal bi senaryo değil ama bağlanabilecek en iyi şekilde bağlanmış. Bi de Hintli adamla İspanyol kızının aşkı bana çok samimi gelmedi açıkçası. Yani fena aşıklar gibi gitti gitti ki öyleydiler de ama ben bi türlü ne yakıştırabildim, ne kafamda inanabildim ikisinin süpersonik aşık olabileceğine. Yani adam da kız da görsel olarak o kadar sağlam ki en fazla cinsel olarak birbirini arzuluyorlardır diye düşündüm ama şaka maka aşıkmışlar birbirine. Çuk. Halbuki Kangana'nın oynadığı karakterle ispanyol kız yer değiştirse eminim çok çok daha inandırıcı olurdu. Neyse artık geçmiş olsun.

Daha söylenecek söz kaldı mı bana bilemiyorum. Sanırım bu kadarı kâfi. Hadi kaçtım.

sevgiler.


12 Tem 2013

Once Upon A Time in Mumbaai


Yapımı : 2010 - Hindistan
Tür : Dram ,  Suç
Süre: 134 Dak.
Yönetmen : Milan Luthria
Oyuncular : Ajay Devgan ,  Kangana Ranaut ,  Emraan Hashmi ,  Imran Hasnee ,  Prachi Desai
Senaryo : Rajat Arora
Yapımcı : Ekta Kapoor ,  Shobha Kapoor


Hindistan'ın kalifiye bir yapımıyla daha karşınızdayım. O şaşaalı, o rengarenk, o cicili bicili filmlerden biraz sıyrılıp biraz da farklı hikayelere geçelim.

Filmi izlerken zaman zaman bir biyografi filmi olduğunu düşündüm lakin ki öyle değilmiş. Hikaye büyük ölçüde senaryo ancak Sultan Mirza karakteri Hindistan'ın eski kulağı kesik dayılarından Hacı Mastan Mirza'dan esinlenilerek yazılmış. Güzel de yapılmış. Dayı hakkında detaylı bilgi veremiyorum. O kadar çeviri yapabilsem izleyemediğim filmleri izlerim zaten. Zalım cehalet.:(

Burda sık sık altyazı olmayışından dolayı farklı oyuncuların, Hindistan'ın farklı bölgelerinin filmlerini izleyemediğimden şikayet ediyorum. Bu açıdan bakarsak bu film hikaye olarak Hindistan'ın bir yüzünü anlattığı gibi film olarak da Hint sinemasının diğer yüzünü gösteriyor. Filmde ne SRK, ne Aamir, ne Kareena, ne Hrithik, ne Rani, ne Kajol, ne de diğerleri var. Düşün Amithabh Bachchan bile yok. ehehe. 

Fakat aslında en az onlar kadar büyük oyuncular var yine. Burda bi dönem izlediğim filmleri yazmadığımdan bahsetmiştim. O filmlerden biri de Singham'dı ve Singham'ın başrolü olan Ajay Devgan bu filmde de yine başı çekiyor. Orda polisi oynayan dayımız burda suçluyu oynuyor. yalnız dayı da hakikatli bi terör estiren bakış var. Evlerden ırak. Ama dayı harbi kalifiye. Bulabilsem altyazıları burdan yürürdüm bi süre.

Diğer dayımız ise Emraan Hashmi. Bu dayıyı da defalarca denk geldimve defalarca izleyemedim. Neden? İşte malum sebep. Bir Rani Mukherjee filmini bile çıktıktan en az 1,5-2 sene sonra altyazılı izleyebiliyorken bu dayıları izlemek için ya çok üst düzey yapımlar olması gerekiyor ya dao filmin çok şanslı bir film olması gerekiyor. Bu dayımız da aksiyon ve suç filmlerinde başı çekiyor ancak bu tarz sanırım aşk filmlerinin yanında bizim çevirmenlerimizin ilgisini pek çekmiyor. La kız arkadaşım bile sen niye bu kadar aşk filmi izliyorsun diye benden kıllanmaya başladı yeminedyom. İmkanlar işte.

Ablamız Kangaana Ranaut'u ise daha önce ne gördüm ne duydum. Ancak onun da bi filminin indirdiğim diğer filmler arasında olduğunu farkettim. Daha detaylı olarak o filmi izleyince de bahsederim kendisinden. Burda da oldukça hakkını vermiş rolünün onu da belirteyim.

Filmin dayılarını, ablalarını   bi kenara bırakırsak film hakaten tam bir biyografi filmi gibi. Sonu sürprizli değil ve tahmin etmesi de çok zor değil. Zaten çok seçenek olmaz bu tip filmlerde. Ancak işleyiş, çekimler ve sahneler gerçekten filmin neden ön plana çıktığını anlatıyor. Kast çok iyi seçilmiş ve benim gördüğüm kadarıyla popüler kitleye hitab etmek yerine bu filmi bu film yapacak oyuncular, tam karakterlerinin adamlarını seçmişler. 

Ha. Filmin ikincisi de yolda ancak bana sorarsanız izleyecek miyim? Muhtemelen izlemeyeceğim. Yönetmen, senarist, hikaye ve karakterler aynı olsa da oyuncularda kölü bir değişiklik var. Açıkçası Emraan Hashmi yerine Akshay Kumar'ın oynayacağı Shoib Khan karakterini izlememi kimse beklemesin benden. Zira Akshay Kumar dediğimiz adam nadir iyi filmleri olsa da tam bir Akasya Durağı filmlerinin adamı. İyi oyuncu olabilir ama oynadığı filmler hep bu tarz filmler ve dediğim gibi çok nadir aksini söyleyebileceğim film var.

Müziklerde de Pritam'ın çok iyi iş çıkardığını söylemeliyim. Soundtrackler can olmuş. Klipler bir Hint filmine göre oldukça az olsa da bu bir Hint filmi olduğu için elbette vardı ve senaryoya güzel yedirilmişti.

Özet geçecek olursam bu filmi izleyin ve mümkünse Blu-Ray formatta, dev ekranda, kaliteli bir ses sitemiyle izleyin. Ben sadece Blu-Ray kutucuğuna tik atabildim gerisi yoktu ama olaydı iyi olurdu yani.

sevgilerlen. 

7 Tem 2013

Dil Bole Hadippa!



Yapımı : 2009 | Hindistan
Tür : Komedi |  Müzikal |  Spor
Süre: 148 Dak.
Yönetmen : Anurag Singh
Oyuncular : Rani Mukherjee |  Shahid Kapoor  |  Tabu ,  Anupam Kher |  Rakhi Sawant
Senaryo :  Aparajita | Jaya
Yapımcı : Yash Chopra |  Aditya Chopra 

Yeter ama bu kadar da  olmaz. Bu nedir arkadaş. Rani Mukherjee artık çok olmaya başladı. Bu kadar orantısız sevimlilik, bu kadar aşırı güzellik fazla. Hint hükümetinin bu işe artık bir el atması lazım. Belki de Bollywood önümüzdeki 100 sene Rani Mukherjee parodileri yaparak geçirmek zorunda kalacak. Bu nedir arkadaş ya. Bu nedir.

Şaka bi yana bu film de bakıp ertelediğim filmler arasındaydı. Neden? Çünkü kadın karakter erkek kılığına giriyor ve ben kadın oynayan erkeklerden, erkek oynayan kadınlardan nefret ederim. Ciddi manada. Komik desen komik değil çünkü. Hep seanryoda sıkıldığında kullanılan saçma bir malemedir bu benim nazarımda. Ancak Rani hanım bir tabuyu daha yıkıyor. Kırıyor geçiriyor. Arkadaş kadının önünü almak mümkün değil ya. Ne oynarsa zirveyi zorluyor. Bir Kajol bir Rani. Bollywood'a bir isim kalacaksa bu artık ne Kapoorlar, ne Chopralar, ne Khanlar olmalı. Kadın kastta Muhkerjeeler çıtayı çok yükseltti. 

Shahid Kapoor'u da överdim de bir erkek olarak pek yakışıkalmaz. Ama bu elemanı da bir türlü sevemememe rağmen inadına inadına güzel filmlerle çıkıyor karşıma. Shah Rukh Khan'ın tahtında gözü var anladığım kadarıyla ki zorluyor da. Potansiyel var.

Shah Rukh Khan demişken. Bildiğimiz üzere Rani Mukherjee'nin SRK, Aamir Khan, Amitabh Bachchan'la bol bol filmleri var. Öyle olunca dedim ki ulan bu kadın şimdi çoluk çocukla mı film çekmeye başladı ne oluyor. Meğer önceden dedelerle takılıyormuş. SRK ve Aamir Khan 1965 doğumlu. Rani Mukherjee ise 1978, Shahid Kapoor'sa 1981 doğumlu. Yani bakıldığında Shahid'le oynuyor olması daha mantıklı gibi. Ama kadın hiç affetmiyor. Herkesle aşık atabiliyor. Vallahi gurur duymamak elde değil.

Rani Mukherjee'yi bu kadar övdükten sonra biraz da filme geçelim. Film bir Yash Raj filmi. Yani bir Yash Chopra yapımı.  Daha önce çok Yash Raj filmi tanıttım. Müziklerin ve çekimlerin  süper ötesi olduğundan bahsettiğim filmlerin çoğu Yash Chopra filmidir. Bu film dışında örneğin Dilwale Dulhania Le Jayenge, Band Baaja Baaraat, Fanaa, gibi filmler var.  Bu referanslar sanırım ne demek istediğimi anlatmaya yetecek referanslar. Daha da var da uzatmaya gerek yok.

Belirttiğim referanslardaki gibi bu filmde de aşırı bi renklilik ve on numara müzikler var. Ki zaten Yash Chopra Hindistan'da eğlencenin kralı olarak nitelendiriliyormuş. Ancak bu filmde sanki diğerlerinden çok daha fazla bir renklilik ve göz alıcı çekimler var. Rani Mukherjee'den de kaynaklanıyor olabilir ehehe. Hindistan'ın doğal güzellikleri var bir de. Bunları da dibine kadar kullanıyorlar. Sanki bi filmde gördüğümü de bi daha görmüyorum. Sadece bu açıdan bile görsel şölen olarak niteleyebilirim.

Bu filmle bir kez daha netleşti ki  Dilwale Dulhania Le Jayenge ve Kuch Kuch Hota Hai gibi filmler hint sinemasında sağlam basamaklar. Bu filmde DDLJ parodisi olduğu gibi bir çok filmde DDLJ ve KKHH parodi sahneleri var. Hint filmleri takip ediliyorsa bu iki film muhakkak izlenmesi gereken filmler arasında. Ha bi de Kabhi Khushi Kabhi Gham... var.

Vel hasıl bu film de can bi film. Keyifli vakit geçirmeye birebir. Şarkılar on numara.

Sevgiler ve saygılarlan.





3 Tem 2013

Eega



Yapımı : 2012 | Hindistan
Tür : Animasyon |  Dram |  Komedi
Süre: 133 dakika
Yönetmen : S.S. Rajamouli | J.V.V. Sathyanarayana

Oyuncular : Sudeep | Nani | Samantha Ruth Prabhu
Senaryo : S.S. Kanchi | Janardhan Maharshi | Crazy Mohan
Yapımcı : Sai Korrapati

Aylardır bu değil, bu değil, bu hiç değil diye gezinip duruyorum buralarda. İşte bu diyebileceğim bir filme denk geldim nihayet, ki 2 günde de izledim. Yazısını yazmak için de acele ettim. Hemen başlayalım.

Yorumlarda falan muhabbet ederken Tamil ve Telugu sinemasını altyazı sıkıntısından dolayı izleyemediğimden bahsetmiştim. Nam-ı diğer Tollywood ve Kollywood. Bu iki sinemada Bollywood'un aksine danslar ve şarkılardan ziyade efektler ön planda. Hani o abartılı, uyduruk, beğenmediğimiz efektler var ya. O efektler bu filmde yok. Efektler ve animasyonlar hakaten sağlam. Ki bu konuda ödül de almış. Bu tip filmler çok yapılıyor ancak bizde bir Aamir Khan mı Shah Rukh Khan mı, ay Ranbir çok şeker, Priyanka da taş gibi karı vs geyikleri alıp başını gittiği için buralara bi dönemedik. Tamam bu geyikleri biz de çok yaptık ama insan sıkılıyor hep aynı adamları izlemekten. Şimdi elimde 5 tane daha film var onları izleyeceğim, ne yazık ki onlar da aynı çerçeve içinde. Şimdi Hindistan sinemasını bunlarla sevdik o kadar da bok atmayayım. eheh.

Bu film sanırım reenkarnasyonun en sevimli anlatım biçimi. Animasyon ve efekt abartılı değil ancak senaryo biraz fantastik olduğu için efektler abartılı gelebilir ama abartılı olan efektler değil senaryo. Bir sineğin peşinden film boyunca gidiyoruz ve sanırım bu hayatını boyunca görebileceğimiz ilk ve tek sevilebilecek sinek.

Filmin konusundan bi ufak bahsedip anlatmak istediklerime bağlayayım. Filmde bir godoman tarafından öldürülen genç adam bir sineğe reeankarne olur, intikam peşine düşer. Tamam buraya kadar çok basit ve uyduruk bi senaryo gibi. Ancak sinek adamdan intikam alırken adama yaptıkları, adamı delirtmeye yönelik hareketleri ve adamın delirişi bize hiç yabancı gelmiyor. Çünkü bir sinek bir adamı ancak bu kadar delirtir. Herif resmen beynine sinek kaçmış firavuna döndü. Beynine kaçsa da iyidi. Neyse bu konuda daha ayrıntıya girmeyeyim.

Efektler ve animasyonlar demişken çekimleri de es geçmeyeyim. Çekimler on numara. Zaten köt çekimlerin üstüne iyi efekt nasıl olabilir ki? Olabilirse biri beri gelip açıklasın.

Müzikler Bollywood'da izlediğimiz müzikler kadan ön planda değil. Yine var ancak daha müzikale yönelik. Devasa şölenler danslar vs yok. Filmin içine yedirilmiş. Yalnız filmin sonunda hayalgücünü fena zorlamışlar. Bi şarkı eşliğinde sineklerin dansı var ve bu kısma sesli güldüm film bittiğinde. Bi de şarkıda başka filmlere göndermeler var ki combo oldu. Ben bi iki tane yakaldım gerçi. Belki de daha çoktu.

Film gerçekten iyiydi. Belki herkes sevmez ancak sadece dünyanın başka nerelerinde nasıl işler yapılıyor görmek için çok iyi bir örnek. Oyuncular da heralde yörenin sağlam oyuncularından. Onlar da on numara bir iş çıkarmış.

Tamil ve Telugu'dan bir filmin çıkıp altyazısının da olması demek bu filme çok yatırım yapıldığı, çok tanıtıldığı ve dünya çapında iyi iş yaptığı demek. Enthiran'ı izleyip sevenler bunu da eminim ki sevecektir. Ancak ben bu filmi Enthiran'dan daha çok sevdiğimi itiraf edeyim.

Daha da uzatmadan bu diyardan gideyim.
sevgiler.





1 Tem 2013

Dil Chahta Hai


Yapımı : 2001 - Hindistan
Tür : Dram
Süre: 183 Dak.
Yönetmen : Farhan Akhtar
Oyuncular : Aamir Khan ,  Preity Zinta ,  Saif Ali Khan ,  Akshaye Khanna ,  Mandala Tayde
Senaryo : Farhan Akhtar ,  Kassim Jagmagia 

Ağır konuşacağım. Ben bu filmi hangi akla hizmet indirdim de izledim, 3 saatimi ziyan ettim bilmiyorum. Filmi resmen 1 haftada izledim. Izdırap çeke çeke.


Çok az Aamir Khan filmi izliyorum artık. O izlediğim ilk zamanlardaki sempatisinden de sevimliliğinden de eser yok. Bu filmle bir kez daha teyid etmiş oldum. Yok yani o da Hindistan'ımızın güzel, güzide bir oyuncusudur diyorum, eksik etmeyeyim onun filmlerini de diyorum ama bu nedir arkadaş yav. Çileden çıkardı resmen.

Bi kere senaryodan başlayayım. Özet geçecek olursam; 3 tane zengin züppenin skimsonik dertlerini anlatıyor. Bi de dram yazmışlar. Ulan bunların yaşadığı dramsa ben kocaman bir trajedinin içindeyim. Dertliyim ağlayanım yok, ölmüşüm gömenim yok. Biri nişanlı kızı sever onun peşine ağlar, öteki mature fetişi onun peşine ağlar. Bunlar kavga ediyorlar senelerce konuşmuyorlar. O kadar gerizekalıca bi sahne, o kadar saçma bir kavga ki yani "ya bi siktirin gidin" dememek elde değil. Bu blogda argolu küfürlü yazmamaya dikkat ediyorum ama içimden geçenleri aynen aktarıyorum şu anda o kadar dayanamadım. Kısaca ne diyor siz yabancılar... Eee... Story Sucks!

Oyuncular ve oyunculuklara gelirsek... Aamir Khan'ı neden artık sevemediğimin, neden sempatimi kaybettiğimin bariz delili oldu bu film. Bu nasıl felaket bi oyunculuk ya. Nasıl salakça bir karakter. Tip zaten Keremcem'e benziyor. Hatta aynısı. Ama mesele o değil. Böyle bi şımarık, bir cool çocuk havası, bi artistlikler... Bana kalsa Aamir Khan özünde aynen bu roldeki gibi biri. Öyle göründüğü gibi mütevazi, mülayim bi tip değil. Kusura bakmayın kızlar.

Filmdeki nadir iyi noktalardan ikisi Saif Ali Khan'la Preity Zinta idi. Saif Ali her zamanki doğallığıyla rolünün hakkını vermiş. Abartıya kaçmamış ve göze batmamış. Daha da enteresanı ilk defa Preity Zinta'yı bu kadar masum ve doğal buluyorum. Okuyanlar bilirler ki kendisinden hiç hazzetmem ama bu filmle beraber bişeler olabilir. Gerçi Akshay Kumar'ın da öyle doğal olduğu filmler var da, o da çok nadir. Hep salak salak roller, salak salak komedilerde o da. Neyse konumuzdan sapmayalım.

Film boyunca aklıma takılan en büyük soru ise bu üç elemanın, bu üç bambaşka dünyalardan olan elemanın ortak noktasının ne olduğu. Karakterler farklı, aile yapıları farklı, ilgi alanları farklı. E siz nası arkadaş oldunuz gardaş demekten kendimi alamadım. O yüzden dostlukları da pek samimi gelmedi. Daha çok 3 kişilik yurt odasında mecburiyetten birbirine katlanan elemanlar gibiydiler.

Müzikleri zaten demiyorum. Tırt ötesi. Ya da şarkılar çok kötü değil de film ve görüntüler o kadar gereksiz, o kadar fuzuli geldi ki şarkıların tadını çıkaramadım. Şu klibe bakarsanız ne kadar saçma sapan görüntülerin olduğunu siz de farkedersiniz. Gerçi o kadar dayanabilir misiniz onu da bilmiyorum. Habire Aamir Khan'ın orda burda verdiği pozlardan oluşuyor nerdeyse. Böyle bi acayip çekim tekniğimiz var demeye mi çalışmışlar ne yapmışlarsa. Yapmışlarsa da olmamış.

Bir de son olarak; bu kadar varlık içinde bir adamın neden sürekli işe gidip gelirken tren kullandığını, sürekli o cadde senin bu cadde benim diyip yürüdüğünü de bir türlü anlamadım.

Ay daha fazla dayanamayıp bitiriyorum.  Zaten izlerken yeterince zaman israf ettim. Yazarken o kadar israf olmadı gerçi. Ben ettim siz etmeyin mahiyetinde oldu. 

sevgiler.

Popüler Yayınlar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...