19 Nis 2013

Dostana


Yapımı : 2008 - ABD ,  Hindistan
Tür : Komedi ,  Romantik
Süre : 137 Dak.
Yönetmen : Tarun Mansukhani
Oyuncular : Priyanka Chopra ,  Abhishek Bachchan ,  John Abraham ,  Monika Gaba ,  Shilpa Shetty
Senaryo : Tarun Mansukhani ,
Yapımcı : Karan Johar


Bu filmle beraber üç film indirdim ve üçünü birden indirmeme vesile olan tek ortak nokta Karan Johar. Üçünün de yapımcısı olan Karan Johar'ın benim nazarımda referansı oldukça iyi. Kuch Kuch Hota Hai'nin hem yönetmen hem senaristi, My Name is Khan gibi filmlerin yönetmeni, Agneepath filminin de yapımcısı. Tüm işleri bunlar değil. Bunlar benim izleyip beğendiklerim. Dolayısıyla daha fazlasını aradım bunların ardından ve Kal Ho Na Ho, Wake Up Sid ve Dostanayı indirdim ki üçünü de çeşitli sebeplerle es geçip indirme ihtiyacı bile hissetmemiştim.

Uzun zamandır hint filmi izleyince belirli eleyici kriterler oluşuyor kafada. Artık tür, oyuncu, yönetmen hatta poster seçmeye başladım. Dolayısıyla bazı filmleri izlemeden afişinden, fragmanından, çok ufak bir görselden hemen eleme yoluna gidebiliyorum. Bu film de onlardan biri. Uzun zamandır izlememek için direniyorum. Ama sürekli bi yerlerden karşıma çıktı.

Peki bu filmi neden eledim?

Bi kere kafadan posterden. Ünlü oyuncular ve vücutları. Belli ki piyasa filmi. İçeriği ne olursa olsun hiç mühim değil artık benim için. Mesela John Abraham ve vücudu. Mesela Priyanka Chopra ve Vücudu. Mesela Abhishek Bachchan ve... Eee... Onun da vücudu olmasa da babadan torpilli.

Bu isimlerin hiç biriyle alıp veremediğim yok ancak poster o kadar bariz ki. Filmin önerisi gelince ve Karan Johar faktörü ilgimi çekince indirip izleyeyim dedim.

Peki beni şaşırttı mı?

Büyük ölçüde şaşırtmadı. Tam da tahmin ettiğim gibi film boyunca John Abraham ve vücudunu, Priyanka Chopra ve vücudunu, Abhishek Bachchan ve sempatikliklerini izledik. Senaryo olarak yalandan doğan entrikalar üzerine bir arkadaşlık hikayesi. İki eleman bir kızın evine kiracı olarak girebilmek için gay oldukları yalanını söylüyorlar ve aslında biliyor musunuz, gay değiller. İnanılır gibi değil.

Filmi izlerken ne kadar sıkıldım?

Nerdeyse hiç sıkılmadım diyebilirim. Beklentimi düşük tuttum. Ondan olsa gerek ne sıkıldım, ne de pişman oldum. Klasik bir Romantik Komedi diyebiliriz. Kahkahayla güldüğüm çok sahne yoktu. Belki bir belki iki. Ama klasik gay şakaları tabii ki film boyunca vardı. Bi tanesine acayip güldüm.

Elemanın annesine çocuğun gay olduğunu söylüyorlar o da, "Aşkın gözü kördür ama kadınla erkeği ayıramayacak kadar da değil."  diyor. Şimdi böyle anlatınca komik olmadı tabii ama filmde ben çok güldüm vallahi ehehe.

Filmde Karan Johar'ın eski işlerine de göndermeler vardı. Ben Hindistan doğumlu olmadığım için haliyle en bariz olanlarını yakalayabildim. Bi tanesi bir sahnede çalan Kabhi Khushi Kabhie Gham... şarkısı, biri de Kuch Kuch Hota Hai'nin bi sahnesinin romantik bi sahnede yer alması. Muhtemelen daha çok gönderme vardır ve bu yüzden çok komik gelmiştir ve ikincisi çekilmiştir ama ben çok bariz olanları yakalayabildiğim için film boyunca çok gülmemiş oldum. İkinciyi de belki çok boş kalınca ve böyle çerezlik bi film ararsam izlerim. O da belki.

John'la Abhishek bazı sahnelerde çok sempatik ve diğer filmlerine kıyaslayınca halleri ve tavırları gülümsetiyor. Yani şimdi filmi bu noktada yeriyor muyum övüyor muyum tam emin olamadım ama dediğim gibi beklentilerim çok yüksek olmadığı için sıkılmadım ama beni şoka uğratacak derecede iyi bir filmle de karşılaşmadım. Bir Hint filmine göre çok Amerikanvari diyebilirim. Özellikle John'un da Katrina Kaif'in İngiliz menşeeli olması gibi "Ben Amerikan menşeeliyim ve ne biçim de vücudum var" havaları gözlerden kaçmıyor

Ancak bir Hint filmini hakikatli bir Hint filmi yapan asıl öge olan şarkılar elbetteki yerini almış ve filmi seveceksem de bu şarkılar aracılığıyla seveceğim dedirtmiştir. Zaten bu şarkılar, b danslar da olmasa bir Pakistan filminden, bir Avrupa, bir Amerikan, bir Türk filminden ne farkı kalacak değil mi a dostlar.

Ve en nihayi sonuca gelirsek Dostana filmi bir piyasa film, bir gişe filmi olup bu niyetle yapıldığını da aşırı derecede belli etmektedir. Arkadaşlar amaçlarına ulaşmış olacaklar ki ikinciyi de çakmışlar dediğim gibi.

sevgiler.

16 Nis 2013

Karthik Calling Karthik


Yapım: 2010 - Hindistan
Tür: Dram ,  Gerilim ,  Komedi ,  Psikolojik
Süre: 155 dakika
Yönetmen: Vijay Lalwani
Oyuncular: Deepika Padukone, Farhan Akhtar, Yatin Karyekar, Uma Rane, Kavita
Senaryo: Vijay Lalwani
Yapımcı: Farhan Akhtar, Chandra Amit, Miriam Joseph, Ritesh Sidhwani


Hint sinemasında çok izlemediğim bir tür olan gizem ve gerilim türü filmlerden bir örnekle daha karşınızdayım. Öncekiler nelerdi peki? Talaash ve Kahaani.

Açık söylemek gerekirse ben bu tip filmlerden çok şey bekliyorum. Film hem çok popüler oluyor, çok bahsediliyor, herkes bir sürprizle karşılaşıyor ve şaşkınlık içinde. Diğer filmleri de bu filmi de oldukça heyecanlı ve meraklı bi şekilde izledim. Gerçekten üçü de çekimler ve ilerleyiş olarak üst düzey filmler. Kotarıyorlar yani her türlü. Ama yine de söylemem gereken amalar var.

Ben mi çok büyük beklentiler içine giriyorum da sonra bir anda düşüyorum bilmiyorum. Filmler güzel eyvallah iyi çekmişsiniz, iyi kurgulamışsınız ama bişeyler hep eksik. Olayı örüp örüp örüp sonra o ölüm vuruşurunu yaparsın ya. O ölüm vuruşunu üç film de yapamadı bende ne yazık ki. Ancak dediğim gibi bu benim aşırı beklentim olmasından kaynaklanabilir ki gelgelelim zaten bu tip filmler seyirciyi aşırı beklenti içine sokma üzerine üzerine kurulu değil mi zaten? Gizem, gerilim vs. O zaman bi yerde yanlış yapıyorsunuz demek ki. YhaNnii BeNncEe. BiLeEmiYoRuğĞm.

Farhan Akhtar'a bu film aracılığıylan değinmek istiyorum biraz. İsmini çok sık duyduğum isimlerden biri Bollywood'da. Yönetmen ve yapımcı ağırlıklı işler yapmış ancak yine de kamera önünde olmaktan kendini alıkoyamamış sanırım ki bulunduğu birkaç işte kendine de yer edinmiş. Yapımcılığını yaptığı, senaryosunu yazdığı ve çoğunda oyuncu olarak yer edindiği işler arasında Zindagi Na Milegi Dobara, Lakshya, Talaash ve elbetteki şu an tanıttığımız Karthik Calling Karthik filmleri var. Ne yazık ki ismini çok duymuş olsam da hiç dikkat etmemişim çünkü bu filmlerin bazıları benim için hiç iyi referans olabilecek düzeyde filmler değil. Zindagi Na Milegi Dobara ve Lakshya gibi. Yani şimdi abimizi pek gömmek gibi olmasın tabii. O da ekmeğinin peşinde ama bu kendini öne atma sevdasını anlayamadım yani. Yapımcıysan yapımcılık yap, senaristsen senaristlik, oyuncuysan oyunculuk. Bize hava mı yapıyorsun yani onu da yaparım bunu da yaparım, süper yetenekliyim mi diyorsun bize alttan alttan. Ama bey bey o kadar havalanma. Kendi çektiğin filmde oynarsın elbet ama ben film çeksem seni oynatmam misal. Belki oynatırdım da bu tavrın hoşuma gitmediği için oynatacağım varsa da oynatmam. Öyle her boka atlayan adamı sevmem ben. Neyse konumuza dönelim

Peki Deepika Padukone için ne diyebiliriz. Yav ne desem bilemiyorum ki şimdi. Kikiki. Utandım. Ehöm ühüm.

Deepika'nın sevdiğim bir yönü var ve bu filmle de oldukça pekişti. Güzel kız, hoş kız eyvallah. Ama kimisi gibi "ay ben çok güzelim, şuraya da bir mimik attırayım, buraya da bir işve yapayım, kikiki, kakaka, şöyle de bir jest, hıhhh" havası yok. Mesela bu hava kimde var? Bu havaya örnek olarak Kareena Kapoor ya da Katrina Kaif'i verebiliriz. Bunları yapmaması Deepika için oldukça büyük artılar benim gibi Bollywood sever birinin gözünde.

Deepika'nın şimdiye kadar çok filmini izlememişimdir. Belki bir belki iki. Ancak aklımın hep bir köşesinde kalmış ve bu filmi izlememde de en büyük etken kendisi olmuştur. Onun dışında görseller (yani "Screenshots". biliyoruz da konuşuyoruz), oldukça olumlu yorumlar ve farklı oyuncular görme merakı ki burda adı geçen farklı oyuncumu Farhan efendi oluyor.

Farhan'ı da epey gömdüm ama o da iyi oynamış yani. Rolün hakkını  vermiş. Benim kendisiyle husumetim kişisel oldu şimdi biraz. Onu filme aksettirmeyeyim. ehehe.

Bütün bunlar dışında değinmek istediğim çok önemli bir konu daha var. Altyazılar. Bu film 2010 yapımı ve filmi izleme imkanı bulduğumuz yıl 2013. Filme daha once belki de onlarca kez denk geldim ancak altyazı sıkıntısından dolayı ne yazıktır ki izleyemedim. Böyle günümüze ait merak ettiğim belki de onlarca film var ama ne yazık ki altyazıları çevirecek bir baba yiğit çıkmıyor. Onları da artık 2015-2016 ve ilerleyen zamanlarda anca izleme imkanı buluruz. Burdan dil bilen bollywood severlere sesleniyorum. Film izleyeceğiz diye Google Translate'lere mahkum etmeyin bizi. Haa çıkıp da biriniz derse ki "Ulan o kadar yakınacağına dil öğren. Hamalın mı var sana sabah akşam film çevirecek kavat!", size hak verebilirim ancak o kavat lafını da bi tarafınıza... Neyse gerilmeye lüzum yok.

Karthik Calling Karthik bana göre bir gerilim ve gizemden öte olarak bir dram filmi. Seyircinin yaşadığı gizem bi yana karakterin yaşadığı dram benim gözümde daha ön plana çıkan bir unsur. Özellikle bunun için bile izlemenizi tavsiye edebilirim.

Yeni filmlerde sürenin düştüğünden bahsetmiştim. 2 saat 15 dk'lık bir film bu da. Bu durumu tasvip etmediğimi bir kez daha belirtmek istiyorum.

sevgiler.

15 Nis 2013

Kuch Kuch Hota Hai

Yapım: 1998 - Hindistan
Tür: Aile ,  Komedi ,  Müzikal ,  Romantik
Süre: 177 dakika
Yönetmen: Karan Johar
Oyuncular: Shahrukh Khan, Kajol, Rani Mukherji, Salman Khan, Anupam Kher
Senaryo: Karan Johar


Bugünki filmimiz yine tavsiye üzerine yine eskilerden. Bundan önceki tanıttığım film de yine eskilerden ve baş rolleri yine aynı kadronun paylaştığı "Dilwale Dulhania Le Jayenge". Eleştiriye biraz fazla abanmışım beğenmedim sanılmıştı. Bu film de yine oldukça beğendiğim ancak barnak basacağım noktaları olan bir film olarak yerini aldı burda. O vakit başlayalım.

Girişte de belirttiğim gibi filmi oldukça beğendim. Yeni filmlere göre süresi oldukça uzun (3 küsür saat kadar) ve benim en sevdiğimden. Yeni nesil hint filmlerinde bu süreyi 2-2,5 saate çekiyorlar hiç tasvip etmiyorum.

Bir önceki film Dilwale Dulhania Le Jayenge filmiyle bu film arasında 3 yıl var. O '95 yapımıydı bu '98. Ancak aradaki yıl sanki daha fazlaymışçasına orda şikayet ettiğim şeylerin bir çoğu, nerdeyse %85'i bu filmde yok. Ne yok mesela? Kajol'ün bıyıkları ve karışık saçları, Shah Rukh Khan'ın tuhaf saçları. Özellikle tipler konusunda kayda değer bir ilerleme var. O arada hint sinemasında nasıl aksiyonlar yaşandı bunları bilemiyoruz tabii.

Bu film için en başta şunu söylemek istiyorum ki özellikle; bu herkesin beğeneceği bir film değil. Bu filmi beğenecek olan kişiler daha önce onlarca hint filmi izleyip (özellikle yeni ağırlıklı) bunu da kadrosundan dolayı izleyecek olan kesim. Filmin kadrosu geniş. Hem de oldukça geniş. Bugün her biri ayrı ayrı başrollerde oynayan ve bir araya gelmesi oldukça zor olan yıldızlar bir arada ve hatta bazıları yan rolde. Kaç bollywood sever Salman Khan'ı yan rolde düşünebiliyor. Ancak Sawaariya'da da gördük ki Salman'ın böyle kompleksleri yok ve ne olursa olsun rolünün hakkını sonuna kadar veriyor. Ayrıca kendisini oldukça kayda değer bir kısmı İstanbul'da ve Mardin'de çekilen Ek Tha Tiger filmiyle ayrıca da sevdik bağrımıza bastık. Canımız Salman. Adamsın Salman.

Bu filmi dediğim gibi öncelikle şimdiye kadar yeni hint filmleri izlemiş ve birçok oyuncuyu tanımış, favori oyuncusunu seçmiş olan kişiler özellikle seyreylesin. Hepsi bir değişik ama bu film Kajol'ün filmi olmuş. Hani nasıl ki Shah Rukh Khan My Name is Khan'da, Priyanka Chopra Barfi'de, Rani Mukherji Sawaariya'da kendini açıkça belli ediyorsa ve bu benim filmim diyorsa bu film için de Kajol adeta bu benim filmim akadaş demiştir. Gerçi Rani birçok filmde kendini belli eder ama ben bir tane örnek vereyim de konu uzayıp karışmasın dedim. Ehöm.;). Kajol öyledir ki bu filmde belki de bir daha böyle izleme şansımız olmayacaktır. Çünkü burdaki oyuncuların yaşlar yavaştan kemale yaklaşmış ve artık ağır, duygusal yoğunluklu karakterleri tercih edeceklerdir. Tıpkı My Name is Khan'daki Shah Rukh'u, Barfi'deki Priyanka'yı bir daha kolay kolay izleyemeyeceğimiz gibi.

Ancak cidden taktir ettiğim olay Salman'ın ve Rani'nin yan rollerde yardırması. Gerçi Rani biraz daha rolü vardı da Salman hakaten adam. Kral adam. Bi daha da değinmiş oldum.

Senaryoya gelirsek; senaryo öyle çok orijinal bir senaryo değil. İlk yarısı High School Musical tadında gençlik, kolej filmi. Bol eğlenceli ve şarkılı türkülü sahneler. Ki ne kadar klasik sahneler olsalar da ben oldukça eğlendim çünkü oyuncuların bu halleri bile hint filmi severe farklı bir bakış açısı veriyor ister istemez. İkinci yarısı ise yine klasik hint senaryosu olan düğünden kız almaya dayalı çatışması olan bir senaryo. Bunu söylüyorum çünkü bu tip senaryoyu 3 kilometre öteden tanır hint filmi seven adam. O yüzden senaryoya değil şarkılara ve diğer sahnelere odaklanır.

Bu filmler konusunda şikayetçi olduğum başka bir konu ise şu şarkılarda misal enstruman çalıyormuş gibi yapmaları gerekiyor. O kadar kötü yapamıyorlar ki çalıyormuş gibi yapmayı. O kadar kötü yani. Bi SRK biraz telli çalgı tutmuş belli ki kızlarda tek numara yok. Zaten o tırnaklarla gitara akor basmak mümkün değil sevgili Rani ve sevgili Kajol. Dünya maliyet dünyanın parası be. Biri de çıkıp iki akor basmayı göstermiyor mu size. Çok mu zor ha çok mu zor. Kapris mi yapıyorsunuz yoksa nedir?

O göbekleri de tekrar ettirip duruyorsunuz bana. Görüyorum ki o göbekler yıllardır var. Yıllardır ya. 20 sene göbekli olarak Bollywood'un zirvesinde utanmadan duruyorsunuz. Rani de Kajol de. Oğlanlar hayvan gibi çalışıp kas yapıyorlar, üçgen vücut, jön, şekil falan. Kızlar da Kezban gibi geldikleri gibi gidiyorlar. Ne iştir bilmem. Gerçi Aamir de göbekli memeli bi adam. O da gelmiş buralara nasıl gelmişler hiç bilmiyorum. O da Khan olmanın ekmeğini yemiş belli ki. Ama utan utan. Bak Shah Rukh da Khan ama adam çalışıyor vücut yapıyor. Sen de ancak sosyal mesaj ver. Neyse.

Ancak gördüğüm kadarıyla 90'larda çekim teknikleri, renkler, dokular dünyanın her yerinde aynı. Bir moda olarak mı, bir furya olarak mı, yoksa teknik şartlardan dolayı mı öyle bilmiyorum. Onu da sinemacı arkadaşlar belirtsin bunun dersi varsa.

Sözlerime burda söz verirkene, bi dakka doktor bey geliyorum...

Sözlerime burda son verirkene belirtmek isterim ki bu film Hint filmi izlememiş insanlar için çerezlik olabilecek, senaryodan pek bişey beklenilmemesi gereken ancak yine de çok eğlenileceğini düşündüğüm bir film.

Ancak Hint filmi izleyen insanlara bu oyuncuların bu tiplerini muhakkak görmelerini ısrarla tavsiye edeceğim bir film. Özellikle de Kajol'e herkesin çok şaşıracağına eminim. My Name is Khan'da, Fanaa'da gördüğünüz Kajol'den çok çok uzak bir Kajol izleyeceksiniz ve çok da hoşunuza gidecek.

Son olarak yönetmenimiz Karan Johar, aynı zaman da My Name is Khan'ı da çekmiş olan bir baba yönetmen.

sevgiler.

12 Nis 2013

Dilwale Dulhania Le Jayenge

 Yapım: 1995 - Hindistan
Tür:Aile ,  Komedi ,  Müzikal ,  Romantik
Süre: 181 dakika
Yönetmen: Aditya Chopra
Oyuncular: Shahrukh Khan, Kajol, Anupam Kher, Amrish Puri, Farida Jalal
Senaryo: Kajol, Javed Siddiqui, Shahrukh Khan, Aditya Chopra,
Yapımcı: Yash Chopra
 

Normalde eski filmlere karşı bi tepkili olmuştum izlediğim son bir kaç filmden sonra ama yine son zamanlarda blogdan aldığım güzel geri dönüşler, tanışmalar, kaynaşmalar, öneriler oldu. Ben de bu önerileri değerlendirdim elbette ve de pişman olmadım. Eskilerde de cevherler varımış. Neler varmış bakak görek

(Edit: Filmde kafama takılan şeylerden o kadar bahsetmişim ki filmi beğenmemişim gibi olmuş. Tam aksine filmi gayet beğendim. Çok keyifli bir film olduğunu belirteyim. Sonra vay efendim bu filmi niye beğenmedin de aslında güzel filmdir de falan olmasın. Film güzel film, eğlenceli film. Tavsiye ederim. Hah.)

Dilwale Dulhania Le Jayenge filmi '95 yapımı bir SRK-Kajol filmi. Yaklaşık 20 sene öncesinin filmi olduğundan kelli ne SRK bugün ki SRK ne Kajol bugün ki Kajol. Hele Kajol'un hali, tavrı, tipi ayy. Bunlara hep değineceğim de filmden bahsedeyim.

Film gene oldukça uzun. 181 dk. 3 saatten 1 dk fazla ve yine dolu dolu bir 3 saat olan film. Dolu dolu 3 saat, dolu dolu Hint ögeleri, dolu dolu oyunculuk, dolu dolu senaryo, dolu dolu şarkılar. Gerçi senaryo biraz klasik öğeler barındırıyordu ama 95 için o kadar da klasik miydi bunlar bilemiyorum şimdi.

Oyuncuların tipleri demiştim ya. Shah Rukh Khan'ın tip adeta Mahsun Kırmızıgül'den bozma, Emrah'tan gelme, Ali Şan'a gitme. Genç, surat pürüssüz, şimdiki kadar karakterli yüz hatları yok. Tamam bugün bu noktalara gelmiş eyvallah da o zaman, o tiple nasıl starlık taslamış onu anlamladırmak ne mümkün.

Hadi Shah Rukh Khan'ı geçtim o gene Khan. Kasttan almış yürümüş diyelim. Kajol'e ne diyeceğiz. Saçlar sanki evde temizlik yapıyormuşçasına karışık, bakımsız, saçılmış. Hani Hülya Avşar'ın İbrahim Tatlıses'le olan filmleri var ya. Ordaki saçlar gibi. Ama biri 70-80'ler biri 95 yani. Ara makas icad olmamış mıydı o zaman nedir? SRK'nin de saçlar aynı. Sık sık fışkırmış kafadan. Bi şekle şemale girmemiş düzgün.

Hadi saçlara aldım koydum bi kenara. Onu affettim. Ama niye affettim? Çünkü beterin beteri var. SRK'yi geçtim hatırlarsanız star olmasını. Kajol, o bıyıklar ve o kaşlarla nasıl bu günlere geldi acaba? Pardon o KAŞ ve o bıyıkla nasıl bu günlere geldi. O kaşlı bir kıza hangi insan evladı aşık olabilir. FİLMDEKİ MANTIK HATASI.

Senaryoya gelirsek genel hatlarıyla güzel giden akıcı bi senaryosu var, sıkmıyor, germiyor, bezdirmiyor. Ama Shah Rukh'un oyunculuğunda bi şımarıklık mı diyim, bi toyluk mu diyim, bi aşırıklık mı diyim. Bişey var. Rol gereği de olabilir ama sanmıyorum. Sırıtmış çünkü. Aamir Khan izlemeyi bu yüzden bırakmıştım ben. Gerçi o hala o oyunculuğa devam ediyor ama neyse ki SRK bu tip oyunculuktan bugün oldukça uzakta.

Ayrıca senaryoyu kaç kişi yazmış allahını seversen. Herkes bi el atmış orta malı olmuş senaryo. Kajol bile Shah Rukh Khan bile parmaklamış. Bi senaryoyu 10 kişi yazar mı arkadaş? Senariste biraz saygı.

Bütün bu şekilci eleştrileri geçersek filmde aşırı sahneler vardı. Tamam alışığız Hint filmlerinde aşırı sahnelere ama bunlar baya aşırı yani. Hani Cüneyt Arkın'ın vurmadan düşürdüğü adamlar var ya o sahnelerden var filmde. Ama o filmlerle bu film arasında 20 sene var. Valla Bollywood bugün Bollywood olmuşsa o şarkılar ve senaryolar hatrınadır yani onu anladım.

Şarkılar demişken. Şarkılar muhteşem diyebilirim. Çok iyiler. Hem soundtrack olarak hem sadece hint müziği olarak. Hele o kadının sesinde büyüleyici bişey var. Kadının adı da Lata Mangeshkar'imiş. Kadın şarkıya girince içimde bişeye basıyor sanki. Şarkılar zaten iyi ama sesin de hakkını vermek lazım yani. Ne yapıyor ne ediyor bilmiyorum ama parçaladı yüreklerimi yav. Adamın sesi de iyi de kadın çok değişik.

Ama bu ayrıntılar tabii yoğun olarak Hint filmi izleyenlerin gözüne takılabilecek, hatta gözünün içine girecek ayrıntılar. Çok sık Hint filmi izlemeyenler bu filmde muhtemelen bütün Hint sinemasını yaftalayacak olumsuzluklar bulacaklardır. Ancak oyuncuların bir çok filmini izlemiş insanlar çok bambaşka noktalardan izleyecektir filmi.

 Dilwale Dulhania Le Jayenge filmi hakikatli ve keyifli bir film. Sadece şarkıları için bile izlemeye değer. Bu film daha çok anlatılır da daha fazla uzatıp uzatıp mevzuyu germeyeyim. İzlenmesini tavsie eder gözlerinizden öperim.

Sevgiler.

Popüler Yayınlar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...